Yeni Yerleşim Alanlarının Zemin ve Heyelan Açısından İrdelenmesi
Yeni Yerleşim Alanlarının Zemin ve Heyelan Açısından İrdelenmesi
Yrd. Doç. Dr. Gürkan Özden
İnşaat Mühendisleri Odası
Yeni yerleşim alanları planlanırken birçok teknik ve sosyal disiplinden uzmanın birlikte çalışması gerekir. Şehircilik, mimarlık uzmanlarının başı çektiği bu grubun diğer üyelerini ise jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendisleri oluşturur. Artan nüfus ve ekonomik baskılar nedeniyle geçmişte tercih edilmeyen coğrafi bölgeler günümüzde gittikçe artan bir oranda yerleşime açılır olmuştur. Bu tür bölgelerin önemli bir kısmını sahil boylarında suya doygun ve henüz sıkışmasını tamamlamamış zemin tabakalarından oluşan alanlar oluşturmaktadır. İzmir İli bu açıdan dünya çapında bir örnek oluşturan büyük bir metropolitan alandır. Meles ve Eski Gediz Nehri Deltaları’ndaki yapılaşma günümüzde toplu konut projeleriyle önemli bir ivme kazanmış durumdadır. İzmir İli’nde ayrıca heyelanlı alanlarda da yoğun bir yapılaşma gerçekleşmiştir. Bu yapılaşmanın önemli bir bölümü Kadifekale ve civarında gecekondular halindedir. Balçova, Narlıdere ve Seferihisar bölgelerinde ise imarlı alanlarda da heyelan problemleri mevcuttur.
Suya doygun alüvyon zeminlerde aşırı toplam ve farklı oturma, taşıma kapasitesi kaybı, sıvılaşma ve deprem büyütmesi; heyelanlı bölgelerde ise üst ve alt yapıda farklı oturma ve kayma deformasyonu tarzında gelişen zemine bağlı problemler yapılaşmada rol alan resmi ve sivil toplum örgütleri üzerinde ciddi bir baskı yaratmış olup, bu baskı arsa üretimindeki yetersizlik, geçmişteki plansızlık ve aşırı kâr hırsıyla artarak sürmektedir. Bu çalışmada yeni yerleşime açılan alanların planlanmasında zemin açısından dikkate alınması gereken hususlar bir inşaat mühendisinin bakış açısıyla ele alınmaktadır.