Güneş Kaynaklı Teknolojilerden Kentlerin Enerji Sorunlarına Katkılar

Güneş Kaynaklı Teknolojilerden Kentlerin Enerji Sorunlarına Katkılar

Prof. Dr. Sıddık İçli
Kimya Mühendisleri Odası

Giderek yoğunlaşan küresel ısınma tehditleri, fosil enerji kaynaklarının gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeler tarafından sürekli ivmelenen kullanım artışı özellikle kent yaşamını
en fazla tehdit eder hale gelmiştir. Türkiye’nin sanayileşme hızının artışı, kentlerde ki nüfus
oranının giderek kırsal kesimler kesim nüfusunun önüne geçmesine neden olmaktadır.

Yoğunlaşan kentlerimizin hızla artan enerji gereksinimleri, fosil yakıtların oluşturduğu gazsıvı-
katı kirlilikler, insanlarımızın fiziksel ve ruhsal sağlıklarını tehdit ettiği kadar, oluşan
düzensizlikler ülke genelinde geleceğe güvensizlikle bakışımızı yoğunlaştırmaktadır. Küresel
ısınma tehdidin özü, organik kimyasal yapılı fosil yakıtların oksidasyon reaksiyonlu
ekzotermik kimyasal reaksiyonlarında ısı yanında karbondioksit-CO2 gazı üretmeleridir.

Karbondioksit-CO2 gazı üretiminin yeryüzünde sürekli artışı, bu kararlı moleküler yapının
atmosferde ki oranının artmasına neden olmaktadır. Bu artış, karbondioksitin moleküler
yapısının ısı soğurma kapasitesi ile Dünya’nın atmosferinde güneş ışınımının ısı halinde
soğrulmasının artmasına, sonuçta atmosferdeki ortalama ısı oranlarının artmasına neden
olmaktadır. Hassas bir dengede olan ve uzayda benzeri bir oluşumunun şu ana kadar hiç bir
planette bulunamadığı, yeryüzü organik yaşam düzeninin değişimi, dolayısı ile yeryüzünde ki
yaşam düzeni tehdit altına girmektedir. Şüphesiz çözüm fosil yakıtlarının kullanımından
vazgeçilerek, karbondioksit üretmeyen (veya karbon dioksit emisyonu vermeyen) enerji
kaynaklarının kullanımına yönlenilmesidir. Güneş enerjisi, fotosentez olayı ile yeryüzünde
bugün ki organik yaşam olarak adlandırdığımız tüm bakteriyel, bitki ve hayvansal oluşumun
kaynağıdır. Bir bitki, kutuplarda dahi soğukta donmadan bünyesinde ki fotosentez fabrikası
ile hayatta kalabilmekte, hatta doğup, büyüyüp, ölüp ve tekrar doğabilmektedir. O zaman
küresel ısınmaya çözümün bu olağanüstü doğal enerji dönüşüm sisteminin sırlarının çözümü
olacağı açıktır. Ancak maalesef, bu sırları çözmek, milyarlarca insanın enerji kaynağına kısa
sürede dönüştürebilmek hiçte kolay gerçekleşebilecek bir hayal değildir. M.Ö. 3.000-4.000
yıllarında eski Mısır, Hitit ve Çin medeniyetlerinde güneşi tanrısal bir yaratık olarak
tanımlama ve tapınma, bu kavramının bir açıdan ispatlarıdır. Anadolu Hititleri güneşi Arinna
adlı bir kraliçe Tanrı, eski Mısırlılar ise Aton adlı erkek Tanrı olarak adlandırmışlardır. Aton,
resimde görüldüğü gibi ışınlarını insanlar üzerine cömertlikle yayan bir Tanrı olarak
sembolleştirilmiştir.