Tartışılmayan Yönleriyle Altın Madenciliği
Tartışılmayan Yönleriyle Altın Madenciliği
Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Altın yerkabuğunda ortalama 0,0035 gr/ton (3,5 ppb) düzeyinde bulunmaktadır. Günümüzde
karlı olarak işletilebilen altın cevherlerindeki en düşük tenörün 1 gr/ton civarında olduğu göz
önüne alındığında, işletilebilir bir yataklanma için altının yerkabuğu ortalamasının en az 300
katı bir konsantrasyona sahip olması gerekmektedir. Ancak yerkabuğunda altını belirli bir
alanda bu konsantrasyona çıkarabilecek jeolojik olaylar çok yaygın değildir.
Altın periyodik cetvelin 1B grubunda birlikte yer aldığı diğer elementler olan bakır ve gümüş
ile benzer jeokimyasal özellikler göstermektedir.
Altını çözme özelliğine sahip olan, uygun basınç ve sıcaklığa (150-3000C) erişen içinde
kükürtlü bileşikler ile anyonlar (H2S,Hs-,S2O3
-2) bulunan ve klor içeren çözeltiler;
yerkabuğundaki altını çözerek, bünyelerine alıp taşıyabilirler. Hidrotermal çözeltiler
derinlerden yukarıya doğru çıktıkça, sıcaklık, basınç ve pH değişimleriyle oksidasyon güçleri
azalarak, redüktif ortamlarda taşıdıkları altın kayaçların içerisinde veya yüzeyde
çökelmektedir. Altın, hidrotermal yataklarda Hg,Bi,Sb,As,Se,Te,Cu ve Ag ile, magmatik
yataklarda ise sadece platin grubu metalleri (Ru,Rh,Pd,Os,Ir,Pt) ile birlikte bulunmaktadır.
Son yıllarda altının jeokimyası üzerine yapılan çalışmalar; yukarıda sözü edilen altın
çökelmesinin, yeryüzüne yakın (0-500 m) derinliklerde ve dolayısıyla hidrotermal sıvı
sıcaklığının da 2500C den daha düşük olduğu epitermal evrede, büyük zengin yataklar
oluşturabileceğini kanıtlamıştır.
Bu çalışmalar, ülkemizde tersiyer yaşlı volkanik formasyonların yaygın olması, aktif
jeotermal sistemlerin pek çok bölgemizde bulunması ve hidrotermal Sb,Hg,Pb,Zn ve Cu
yataklarının ve zuhurlarının varlığı, altın ve gümüş oluşumu için uygun jeolojik belirtilerdir.
Aslında ülkemizdeki altın madenciliği M.Ö 4000 yıllarının sonu ve M.Ö 3000 yıllarının
başlarına kadar uzanmasına ve bugün için üzerinde çalışılan pek çok altın madeninin MTA
tarafından bulunarak kayıtlara alınmış olmasına karşın son yıllardaki dünya altın
madenciliğindeki dinamizm ülkemizde yabancı sermaye tarafından hayata geçirilmiştir.