Ekolojik Açıdan Belediyeler, Çevre ve Kentlilik Bilinci
Ekolojik Açıdan Belediyeler, Çevre ve Kentlilik Bilinci
Prof. Dr. Ümit Erdem – Araş. Gör. Nurdan Erdoğan – Şeyma Şengür
Peyzaj Mimarları Odası
İnsanların toplum olarak bir arada yaşamaları gereğinin bir sonucu olarak kent dediğimiz
yerleşimler oluşmuştur. Kentler, tarih boyunca insanlar arasındaki ilişkileri, sosyal ve kültürel
değişimleri içeren, demografik ve ekonomik açıdan farklılıklar gösteren fiziksel yaşam
mekânlarıdır (Erdem ve ark. 2008). Tarım devrimi ile birlikte yerleşik hayata geçilmesi, köy
ve kent kavramlarının ortaya çıkmasına neden olmuş, endüstri devrimi ve beraberinde
yaşanan ekonomik kalkınma, sayıları ve nüfusları artan bugünkü modern kentleri meydana
getirmiştir (Keleş, 2002). Kentleşme olarak ifade edilen bu süreç, toplum yapısında artan
oranda örgütleşme, işbölümü ve ihtisaslaşma yaratan insan davranış ve ilişkilerinde kentlere
özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi süreci olarak kabul görmektedir (Keleş, 1980).
Kentleşmenin doğru bir biçimde yaşanabilmesi için demografik, ekonomik ve sosyal
gelişmelerin dengeli bir biçimde oluşması gerekmektedir. (Kaya ve ark, 2007).Şekilde
yaşanan kentleşme süreci olumlu sonuçlar doğururken birinin bile eksik gelişme gösterdiği
süreçler birçok olumsuz sonucu da beraberinde getirmektedir. Kentlerin, barındırdıkları
yoğun nüfusun yanında, maksimum hizmetlerin minimum alanda sunulması için yoğunlaşmış
yapılar olduğu (Sözen ve Tanyeli, 1992) dikkate alındığında, kentleşme ya da diğer bir
ifadeyle kentleşememe olgusunun, başta tolere edilebilen fakat artık geri dönüşü olmayan
çevre sorunlarının da oluşmasında en önemli etken olduğu görülmektedir. Çünkü Keleş’in
(1990) de belirttiği gibi, son yıllarda yerleşen ‘Tüketiyorum, öyleyse varım’ kuralı ve gelişmiş
toplumlarca tüketimin bir uygarlık ve çağdaşlık göstergesi olarak empoze edilmesi, kentlerde
yoğunlaşan nüfus nedeniyle önemli sorunlara neden olmaktadır. Basit bir modele göre, belli
bir alan içindeki toplam çevresel bozunma ve kirlenme, insan sayısı, her bir insanın kullandığı
kaynak miktarı ve her bir kaynak için oluşan çevresel bozunma olmak üzere üç faktöre
bağlıdır (Yılmaz ve ark., 2008).