İzmir’in Otopark Sorunu
Serhan Tanyel
İnşaat Mühendisleri Odası
Şehirlerin Merkezi İş Alanı (MİA) olarak tanımlanan kesimlerinde, sürdürülebilir ulaşım ve
dolayısıyla otopark stratejilerinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle yol kenarı
otoparklarının oluşturulması, uygun analizlerin yapılmaması durumunda, arterlerde ve
kavşaklarda kapasite düşüşüne ve bunun sonucu olarak trafik sıkışıklıklarına yol
açabilmektedir. Ülkemizde, Merkezi İş Alanlarının bulunduğu kesimlerde yol kenarında uzun
süre park etmiş olan araçlar, yine Merkezi İş Alanlarına özel veya kurum araçlarıyla gelen
sürücülerin zaman zaman ikinci sıraya park etmesi gibi trafik akımını önemli oranda
engelleyecek olumsuzlukların da oluşmasına yol açmaktadır. Bunların yanı sıra, akım içinde
park yeri ararken nispeten düşük hızlarla hareket ederek trafiği yavaşlatan ve akım içindeki
araç sayının artmasına; dolayısıyla olası trafik sıkışıklarının oluşmasına yol açan sürücüler de
bulunmaktadır.
Şimdiye kadar uygulanan otopark planlama uygulamaları, geniş park arzını ve minimum
otopark ücretlerini tercih etme eğilimindedir. Böyle bir yaklaşım, kentsel gelişme
masraflarının artışı, kentsel yayılmanın teşvik edilmesi, otomobille olan yolculukların artışı
gibi arzulanmayan sonuçlara neden olmuştur. Otomobille yolculukların artışı trafik sıkışlığı,
yol inşaat masrafları, kazalar ve hava kirliliğinin gibi değişik problemleri daha da
ağırlaştırmıştır (Litman, 2008; Barhani ve Ergün, 2007).
Kent merkezlerinde, yukarıda da açıklandığı üzere, park yerlerinin etkin kullanılmamasından
ve/veya yetersizliğinden kaynaklanan olumsuzlukları gidermek; kent merkezindeki
sirkülasyonu arttırmak ve kısa süreli park amacıyla park yeri arayan araçların trafik akımı
içindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla park yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi
gerekmektedir.
Park yönetimi günümüz planlama anlayışının yerine alternatif çözümler üreten bir sistem
olarak karşımıza çıkar ve karşılaşılan sorunları çözmeye yönelik geliştirilen politika, program
ve stratejiler olarak tanımlanabilir (Litman, 2008). Araçların her yerde dilediği gibi park
yapabilmesine olanak sağlayan sistemler kuşkusuz en tercih edilen sistemlerdir. Bunun için
ise ek tesis yapmak ve yeni park yerleri açmak gibi alternatifler mekan yetersizliği veya
yüksek maliyetler gibi sebepler yüzünden her zaman mümkün olamamaktadır. Sadece bu tarz
kullanıma yönelik durumlar için değil aynı zamanda gereksiz yere eldeki kaynakların
harcanmasını önlemek amacı ile de park yönetimi tercih edilen bir sistemdir. Park yönetimi,
sorunu sadece park içi tarifeler ve uygulamalar olarak değil tamamen kent içi ulaşım
problemlerinden biri olarak görerek; ulaşım ile ilgili alışkanlıkların, toplu ulaşım
seçeneklerinin ve buna benzer pek çok olgunun otopark kapasitesini etkilediğini kabul ederek
bu alanlarda da çeşitli uygulamaları oluşturur. Tüketici seçimleri, kullanıcı bilgilendirmesi,
tesis paylaşımı, esneklik, öncelik, ücretlendirme, tesis kalitesi, zirve yönetimi ve fayda
maliyet analizi gibi stratejiler geliştirerek mevcut sisteme bütüncül bir planlama anlayışı ile
yeni bir işlerlik kazandırmayı amaçlar (Gülhan ve Ceylan, 2010).