İzmir İli Jeotermal Sahaların İşletme Sorunları ve Sonuçlarının Çeşitli Kullanımı
İzmir İli Jeotermal Sahaların İşletme Sorunları ve Sonuçlarının Çeşitli Kullanımı
İsmail Hakkı KARAMANDERESİ
Jeoloji Mühendisleri Odası
İzmir, jeotermal enerji kaynaklarının sayısı ve niteliği bakımından Türkiye’nin en zengin
illerinden biridir. Seferihisar (Karakoç, Doğanbey, Cumalı ve Tuzla), Balçova-Narlıdere,
Dikili (Kaynarca, Bademli, Çamur Ilıcaları, Nebiler, Kocaoba), Bergama (Güzellik Ilıcası,
Dübek, Paşa Ilıcası), Çeşme (Ilıca, Alaçatı, Şifne), Aliağa (Ilıcaburnu, Samurlu, Güzelhisar,
Biçer, Helvacı), Çiğli-Menemen (Ulukent), Urla (Gülbahçe), Bayındır (Vardar Ilıcaları),
Menderes ve Kemalpaşa gibi 11 merkezde birçok jeotermal kaynağa sahiptir. Türkiye’deki ilk
jeotermal sondaj kuyusu MTA tarafından Balçova’da delinmiştir. 40 m derinliğindeki S1
kuyusunda 124oC sıcaklıkta termal su bulunmuştur. Jeotermal enerji 1963 yılında Balçova
sahasının keşfedilmesiyle İzmir’in gündemine girmiştir (Şamilgil, 1985/1986).
Dikili Kaynarca jeotermal sahası İzmir ili kuzeyinde yer alır. 2008 yılından beri aktif olarak
merkezi ısıtma sistemi işletmeye alınmıştır. Bu süre içersinde 50 lt/sn debi ile akışkan
üretilmektedir. Bu sistemden 2011 yılı içerisinde 1350 konut eşdeğeri ısıtma yapılmaktadır.
Dikili Kaynarca mevkiindeki sıcak su üretim kuyularında ilk olarak 23.01.2011 tarihinde
hareketlilik gözlenmiştir. Bu tarihten itibaren 28.02.2011 tarihinde başlayıp 17.06.2011
tarihine kadar altı adet gözlem ve ölçüm yapılmıştır. Periyodik ölçümler bölgede diri bir
tektonik deformasyonun olduğunu göstermiştir. 23.05.2011 tarihinde başlayan ve 24.05.2011
tarihlerinde devam eden Bergama odaklı 5 adet deprem kaydedilmiştir. Magnitüdleri 2.7-3.6
arasında oluşan bu depremler bölgedeki depremsellik ile zemin yükselmesinin ilişkili
olduğunu göstermiştir. Bu verilerin literatürde gözlenen diri fay zonlarında yapılacak
çalışmalara, deprem bölgelerinde ve jeotermal işletme sahalarında yapılması gerekli
çalışmalara bir örnek oluşturacağı ve yöre ile ilgili ilginç sonuçlar çıkarılmasına neden olacağı
düşünülmektedir. İlk sonuçlar, hareketlerin başlangıcında dikkatli ölçülmesi gerektiğini ortaya
koymuştur. Ölçüm kayıtlarının hassas ölçüm ve kayıt sistemi ile yapılması gereklidir.
Bölgede yapılan jeotermal saha işletmesinde yapılan örnek gözlemlerde jeotermal sahalarda,
bilhassa işletme yapılan sahalarda çok dikkatli olunmasına örnek teşkil edecek veriler elde
edilmiştir. Yapılmış olan örnek çalışmaların tüm jeotermal sahalarda yapılması, yapılan
gözlemlerin merkezi yönetime, yerel yönetimlere ve jeotermal işletmecilere bildirilmesi
elzemdir. Bu çalışmaların sonsuz faydalarının görülmesi kaçınılmazdır. Bu bildiride
Jeotermal sahalarda yapılması gerekli gözlemler, rasat kayıtlarının tutulması, jeotermal
sahanın işletme planının bu verilere göre planlanması elzemdir. Ayrıca yerel yönetimlerin
Afet senaryolarının devamlı denetim altında gözleniyor olması gerekir.