Kentlerde Yoksulluk ve Atıkların Değerlendirilmesinde Kentsel Tarım
Kentlerde Yoksulluk ve Atıkların Değerlendirilmesinde Kentsel Tarım
Kentleşme, günümüz toplumlarının başlıca özelliklerinden birini oluşturmakta ve toplumların
kentleşme oranları gelişmişlik düzeyinin önemli bir göstergesi olarak görülmektedir. Çünkü
sanayi devrimi sonrası kentleşme, sanayileşmenin sonuçlarından biri hatta en önemli
sonuçlarından biri olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda da kentleşme ve sanayileşme
birbiriyle yakından ilişkili iki olgu olarak kabul edilmektedir. Kentleşme sorunu, sadece
teknik boyutu fiziksel çevredeki değişim ile gündeme gelmemektedir. Kentleşme sadece
fiziksel çevrenin ve nüfusun büyümesi değildir. Dolayısıyla kentleşme ve göç insan hayatında
köklü ve derin değişimler meydana getirmektedir. Bu değişimlerin başında yoksulluk olgusu
gelmektedir.
Sanayileşme ve kentleşmenin planlı geliştiği toplumlarda kentlere olan göçün sıkıntıları daha
sorunsuz atlatılırken, toplumsal planlamanın sonradan gerçekleştiği ve kentleşmenin
kendiliğinden geliştiği toplumlarda büyük sorunlar yaşanmaktadır. Kentsel yoksulluğun ve
doğurduğu parçalanmışlığın giderilmesi öncelikli olarak bir sosyal planlama konusudur.
Temel altyapı sorunları aşıldıktan sonra kentle bütünleşemeyenlerin kentsel toplumsal
sistemle bütünleştirilerek, her alanda üretken, kendine yeten, dolayısıyla her türlü sosyal
şiddet ve yıkımdan arınmış bir kimliğe büründürmeleri için katılımcı ve demokratik bir sosyal
planlamanın kısa ve uzun dönemli olarak gerçekleştirilmesi gerekmektir.
Kentlerin kırsal alanlarından ayrımı bugün dünyada karşı karşıya kaldığımız çok sayıda
sorunun temel kaynağını oluşturmaktadır. Çevre sorunları, iklim değişiklikleri, afetler, enerji
sorunu, güvenlik sorunu, yoksulluk ve sağlık sorunları bunlarından bazılarıdır. Mevcut
endüstriyel besin üretim sistemlerinde doğal çevrenin zarar görmesi, tarımsal ürünlerin düşük
besin kalitesi ve gıda taşımacılığında kat edilen uzun mesafelerden dolayı yüksek oranda
enerji tüketimi bu sistemlere yönelik endişelere ve eleştirilere neden olmaktadır. Besin
üretimini giderek zorlaştığı, üretimin pahalı olduğu ve taşımacılık yöntemlerinin çevreye
zarar verdiğinden dolayı yerel üretim sistemlerinin desteklenmesi, kentlerin beslenme
sorunlarına ve krizlere karşı kalmalarını önlemektedir.