İzmir’deki Tehlikeli Atıklar
Ertuğrul BARKA
Kimya Mühendisleri Odası
Tehlikeli atıklar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi boyutlarda ekolojik sorunlara
neden olmaktadırlar. Bu sorunlar, sanayi devrimini gerçekleştirmiş, sibernasyon devrimini
yaşayan egemen devletlerde ve onların tahakkümündeki ülkelerde farklı nedenlerle ve farklı
sonuçlarla görülmektedirler. Tehlikeli atıklar sorunu, Türkiye’de, egemen ülkelerin verdiği rol
gereği yaşanmaktadır** : Ya bu egemenlerin ekolojik – ekonomik nedenlerle üretmedikleri
ürünlerin üretimi yapılmaktadır ya da kullanmadıkları, köhnemiş teknolojileri, sökülmüş
fabrikaları, satın alınmaktadır. Sorunun bir başka nedeni de, tüm uluslararası sözleşmelere
karşın, bu devletlerden Türkiye’ye çeşitli yol ve yöntemlerle sokulan tehlikeli atıklar veya
bulaşıklarıdır. Dünyadaki tehlikeli atık sorunundan, Türkiye’nin olduğu gibi, İzmir’in de
bağışık olmadığı açık bir gerçektir. İzmir’de hem ekolojik yıkıma neden olan tehlikeli atık
üreten yatırımlar yoğuşturulmaktadır, hem de çeşitli yollardan tehlikeli atık girişi olmaktadır.
Sorumlu yöneticiler de farkında oldukları bu sorunları, devlet ve hükümetlerce izlenen
politikalar gereği, saklamakta, hafife almakta veya çözüyormuş gibi yapmaktadırlar.
Makalede atıklar ve tehlikeli atıkların tanımları yapılmakta, T.A.K Yönetmeliği’ndeki listeleri
verilmektedir. Sektörlere göre de hangi atıkların oluştuğu örneklenmektedir. İzmir’in
ekonomik ve sanayi yapısına kısaca değinilerek, kentteki tehlikeli atık kaynaklarının
bazılarından ve İzmir’de oluşturdukları tehlikelerinden de sözedilmiştir. Ayrıca, denetçilerin
ve denetimlerin yetersizliğine vurgu yapılmıştır.