TMMOB İZMİR İKK`DAN URLA VİLLALARINA DAVA

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Urla’nın Zeytineli Köyü yakınlarındaki Hacılar Koyu’nda yapılaşmanın önünü açan İzmir 1 no’lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu kararına ilişkin dava açtı ve bunu bir basın açıklamasıyla duyurdu.

001

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın da tatilini geçirdiği Urla`nın Zeytineli köyü yakınlarındaki Hacılar Koyu`ndaki yapılaşmaya dair, İzmir 1 no`lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu`nun 28.11.2013 tarih ve 200 sayılı kararının yürütmesinin durdurulması takiben iptaline karar verilmesi talebiyle TMMOB İzmir İKK bileşeni olan Şehir Plancıları Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası ve Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubeleri tarafından dava açıldı. Açılan davaya ilişkin, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu adına Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Şenyol Kocaer tarafından yapılan açıklamada, söz konusu alanda bulunan 16 kaçak villanın İzmir 1 no`lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu`nun kararı ile yasal duruma getirildiğini belirterek, “İzmir İli, Urla İlçesi, Zeytineli Köyü, Sarpdere Mevkii`nde bulunan dava konusu alan; 1995 yılında (mülga İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu`nun 06.10.1995 tarih ve 5932 sayılı kararı) 1. Derece Doğal Sit ilan edilmiş, fakat Bölge Komisyonu`nun güncel kararı ile sit derecesi düşürülerek Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanına dönüştürülmüştür. Söz konusu karar açıkça doğal yaşam alanlarımıza ve yarımadamıza yapılan bir saldırı niteliğindedir” diye konuştu. Komisyon kararına esas Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporunun ilgili idareden ısrarla istenmesine karşın kendilerine iletilmediğini ve bu durumun düşündürücü olduğunu ifade eden Kocaer, “Ardışık 4 mevsim devam edecek bir araştırma gerektiren söz konusu raporun, Komisyon karar tarihi, başvuru tarihi, yönetmelik/değişiklik tarihi vb. gibi sürece yönelik işlemlerin tarihlerine bakıldığında ardışık 4 mevsimlik bir araştırma yapılmaksızın sunulduğu görülmektedir. Dolayısıyla, işlemin hukuka aykırı bir şekilde tesis edildiği açıktır” dedi. İnceleme sürecinin ilgili mevzuata uygun yürümediğinin anlaşıldığını ifade eden Kocaer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu, ilgili yönetmelik maddesine göre; biyolog, orman mühendisi, ziraat mühendisi, şehir plancısı, su ürünleri mühendisi, jeoloji mühendisi, peyzaj mimarı, çevre mühendisi, harita kadastro mühendisi ve ilgili diğer meslek gruplarından oluşturulacak en az 5 kişilik bir araştırma ekibi tarafından hazırlanmalıdır. Ancak yine anılan raporu hazırlayan isimlerin, mesleki ve akademik çalışma alanlarına bakıldığında; bu bölge özelinde yapılmış ve kaynak gösterilen bir çalışmalarının bulunmadığı görülmektedir. Dolayısıyla yönetmelik gereğince 4 mevsimlik bir inceleme yapılmaksızın hazırlanan bir raporun, raporu hazırlayan isimlerin bölgeye ilişkin çalışmalarının bulunmadığı da dikkate alındığında, alanın sit statüsünün belirlenmesi için gerekli ve yeterli şartları sağlayan bir kaynak olmayacağı ve söz konusu raporun bilimsel ve mesleki etiğe, koruma mevzuatına, kamu yararına ve hukuka aykırı olduğu açıktır.”

Urla-Çeşme-Karaburun Yarımadası`nın yerel varlıklarının, bölgenin çevresel değerlerini koruyarak, yörenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına yönelik katılımcı bir anlayışla ele alınmasının gerektiğini vurgulayan Kocaer, alanın kaybedilmesi ile bu bölgedeki diğer parçalanmaların önünün açılacağını ve gelecekte yarımadanın sosyo-kültürel yapısı üzerinde de olumsuz etkileri olacağını belirtti. Kocaer, koruma kurulunun, ‘ayrıcalıklı imar hakkının korunması yönünde` bir karar aldığına işaret ederken, “Yapılan derece değişikliği ile birlikte, 1. Derece Doğal Sit olarak tescillenmiş alandan koparılan ve kaçak yapılaşmanın olduğu alanda hazırlanacak koruma amaçlı imar planı yolu ile yapılaşmanın önü açılarak, var olan kaçak yapıların da hazırlanacak plan hükümlerine uygun hale getirilmesine bağlı olarak ruhsatlandırılmaları sağlanabilecektir” diye konuştu. Kocaer, TMMOB`a bağlı odalar olarak bu ve benzeri hukuksuz uygulamaların karşısında, yasal her türlü platformda görüş ve itirazları dile getirmeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.

002 003