TMMOB İZMİR İKK: SOMA’NIN FAİLİ SİYASİ İKTİDARDIR
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, bugün bir basın toplantısı düzenleyerek Soma’da yaşanan maden faciasının sorumlusunun, ‘işçi sağlığı ve iş güvenliğini patronların insafına bırakan’ siyasi iktidar olduğuna işaret etti.
Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında TMMOB İzmir İKK adına Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Yıldız yaptı. Yıldız, 80‘li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rödövans gibi yanlış uygulamaların; kamu madenciliğini küçülttüğünü ve kamu kurumlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıttığını söylerken, “Üretimin; bu kurumlar yerine, teknik ve alt yapı olarak yetersiz olan, deneyim ve uzmanlaşması bulunmayan kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak, kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş kazalarının artmasına neden olmaktadır. Yaşadığımız son olay bunu bize bir kez daha göstermiştir” diye konuştu. Bu gidişatın değişmesi için özelleştirmelerin durdurulması, taşeronlaştırma uygulamalarının kaldırılması ve mecliste bulunan taşeron yasa tasarısının derhal geri çekilmesi gerektiğini ifade eden Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde; yüksek risk taşıyan, kuralsız ve denetimsiz çalışan, mühendislik bilim ve tekniğinden uzak, teknik elemanın gözetim ve denetimi olmaksızın, tamamen ilkel koşullarda çalışan pek çok maden işletmesi bulunmaktadır. İşletmelerin, bilim ve teknolojinin ışığında hareket eden mühendisin denetimine açılabilmesi için, mesleki güvencelerinin sağlanabilmesi amacıyla, maden kanununda teknik nezaretçinin, iş sağlığı ve güvenliği yasasında ise iş güvenliği uzmanının mesleki sorumluluğu, iş ve ücreti devlet tarafından güvence altına alınmalıdır.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun, işçi ölümlerinin, meslek hastalıklarının önlenmesinde tek başına yeterli olmadığı, bu facia ile bir kez daha açığa çıkmış ve bu facia fiilen yasanın iflasının kanıtı olmuştur.
Bu nedenle, anılan yasa geri çekilerek Odaların, Sendikaların ve meslek örgütlerinin görüşleri doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir.
İş güvenliği denetiminden birinci derecede sorumlu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yaşanan iş kazalarının önlenebilmesi için görevlerini tam olarak yerine getirmelidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, denetim elemanı olarak yararlanacağı mühendis ve mimar kadrolarını çoğaltarak denetimlerini artırmalıdır.
Başbakan’ın hazırladığı eylem planına göre, tüm madenlerde olağanüstü hal ilan edilecek olması, kendilerinin hazırladığı ve icra ettiği mevzuatın eksik ve yetersiz olduğunun bir itirafıdır. Bugüne kadar söz konusu mevzuata ve uygulamalara ilişkin uyarılarımızın hiçbirini dikkate almayan hükümet, henüz ocakta devam eden yangın söndürülmeden ve arama kurtarma çalışmaları sürerken, ‘…. bu işin fıtratında var…’ gibi, bilim ve teknikle bağdaşmayan söylemlerle, yaşanan katliamı normalleştirmeye, sıradanlaştırmaya, sorumluluklarını gizlemeye çalışmıştır.
Yaşanan işçi katliamının nedeni: işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan, gözünü kâr hırsı bürümüş sermayenin uşaklığını yapan siyasi iktidarın politikalarıdır. Durum ne bilgisizlik, ne ihmal, ne de kazadır. Bilerek ve tasarlanarak işlenmiş bir cinayettir.
Bu bakımdan; siyasi iktidar, sorumluluk ilkeleri gereği derhal istifa etmelidir.”
Yıldız’ın ardından söz alan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Alim Murathan, Soma’daki diğer madenlerin de işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından büyük riskler taşıdığını belirterek, “1500’den fazla işçinin çalıştığı Işıklar madeni de risk taşımakta. Söz konusu işletmede gerekli kontroller yapılıp önlemler alınmadan madenin çalışmaması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın ise, iktidarın önceliğinin insan yaşamı değil, sermayenin kâr oranının arttırılması olduğunu belirtti. Yalçın, TMMOB olarak yaptıkları incelemeler ve üyeleri vasıtasıyla bölgede gerçekleştirdikleri görüşmelere göre facianın yaşandığı madende Suriyeli işçilerin çalıştığına ve madende çıkarılmamış yüzlerce ceset bulunduğuna ilişkin iddiaların doğru olmadığını tespit ettiklerini ifade etti.