MARMARA DEPREMİ ÜLKEMİZDEKİ DEPREM GERÇEĞİNİN EN SOMUT ÖRNEĞİDİR
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından 1999 Yılında gerçekleşen Marmara Depreminin yıldönümü nedeniyle 17 Ağustos tarihinde Kıbrıs Şehitleri Caddesinden Gündoğdu Meydanına Meşaleli yürüyüş düzenlenerek İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yürütücülüğünde Forum gerçekleştirildi.
Oda temsilcileri ve üyelerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen meşaleli yürüyüşün ardından Gündoğdu Meydanında Forum düzenlendi. Forum İnşaat Mühendisleri Odası’ndan Abdullah İncir, Ayhan Emekli ve Evren Uytun’un “Afet Sonrası Toplanma Yerim Neresi” konulu bilgilendirmesi ve Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Hasan Topal “İzmir Yapı Stoğu” hakkındaki çalışmasının sunumuyla başladı. Sunumlarda depreme ilişkin İzmir’de yapılan çalışmalar ve depreme ilişkin bilgilendirmelerde bulunuldu. Daha sonra katılımcılar görüş ve düşüncelerini paylaşarak forumu içerik anlamında daha zenginleştirdiler.
Forumda Türkiye bir deprem ülkesi olduğu hatırlatılarak “Türkiye topraklarında 1900’lü yılların başından günümüze otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 bin civarında insan hayatını kaybetmiştir.” denildi. Forumda ayrıca şunlar dile getirildi: “Yasa bazında gerekli değişiklikler yapılmamasına karşın 17 Ağustos depremi sonrasında yürürlüğe konan Yönetmelik ve Genelgelerle, güvenli yapılaşmanın ilk adımı olan zemin etütlerinin ve sağlıklı kentleşmenin altlığını oluşturan imar planlarına esas Jeolojik-Jeoteknik etütlerin zorunlu hale getirilmesi önemli bir gelişme olarak değerlendirilmesine rağmen, afet risklerinin azaltılması açısından yaşamsal öneme sahip bu düzenlemelerin uygulanması ve hayata geçirilmesi konusunda yerel yönetimlerin yeterli duyarlılığı göstermemeleri, hala yeterince ders almadığımızı göstermektedir.
Mevcut yapı stokuna bakıldığında da durumun iç açıcı olmadığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre ülkemizde 20 milyon civarında yapı bulunmaktadır. Bu yapıların yüzde 60’ının 20 yaş ve üzerinde bulunduğu, büyük oranda ruhsatsız ve niteliksiz olduğu, mühendislik hizmeti almadan veya kısmen alarak ve yapı denetimi olmadan üretildiği, pek çoğunun güçlendirilmesi gerektiği, yine kayda değer ölçüde yapının yıkılarak yeniden yapılmasının zorunluluk olduğu bilinmektedir.”