GEZİ İSYANININ YIL DÖNÜMÜNDE ANMA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Gezi isyanının başlangıcının yıl dönümünde İzmir’de bir basın açıklaması ve anma etkinliği gerçekleştirildi.
Gezi isyanının başlangıcının 3. yıl dönümü olan 31 Mayıs 2016 günü, İzmir Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla bir basın açıklaması ve anma etkinliği gerçekleştirildi. Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklaması ve anma saygı duruşuyla başlarken, İzmir Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın okudu. Yalçın açıklamasında, Gezi isyanının, ‘AKP iktidarının 10 yıldan fazla süren saltanatının karşılaştığı en kitlesel sokak direnişi’ olduğunu ve iktidar sahiplerini paniklettiğini ifade ederek, “ülkeyi yönetenler bu paniklerini sınırsız polis şiddeti ile bastırmaya çalışmışlar, ancak çok uzun süre bunda başarılı olamamışlardı. Panikliyor, korkuyorlardı; çünkü Gezi isyanı sadece sokaklardaki gösterilerden ibaret değildi. Gezi Parkı ve Gezi’ye ses veren tüm sokaklar gerçek anlamda demokrasinin, dayanışmanın, kolektif yaşamın, eşitliğin, kardeşliğin mümkün olduğunun pratik, canlı kanıtıydı. Bu yüzden, kural ve sınır tanımaz emek sömürüsünü, halklar arası düşmanlığı rehber edinenlerin bu pratikten ürkmeleri ve var güçleri ile saldırmaları kimseyi şaşırtmadı” ifadelerini kullandı. Yalçın açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Herkesin bildiği gibi Gezi, ne bir park ne de üç-beş ağaç meselesidir.
Gezi, bir kent hakkı savunmasıdır.
Gezi, yalana, talana, baskıya başkaldırıdır.
Gezi, hiç tanımadığın insanlara, meydanlarda, sokaklarda, parklarda yan yana direnecek kadar güvenmektir.
Gezi, ekmeğini, suyunu ortak sofralarda bölüşmektir.
Gezi, doğrudan demokrasidir, kolektif yaşamdır, eşitlik, özgürlük ve kardeşliktir.
Gezi, başka bir Türkiye, başka bir dünya mümkün demektir.
Gezi direnişinde karizması çizilen, ezberi bozulan iktidar, 3 yıldır bu travmayla intikam almaya çalışıyor. Tüm bileşenleriyle Gezi direnişinin içinde yer alan TMMOB, bu süreçte en çok saldırıya uğrayan kurumlardan biri oldu, ama yetmedi. Daha bu sabah Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi hukuksuz olarak baskına uğradı.
Özellikle seçilmiş bir tarihte, Gezi’nin başlangıcının yıl dönümünde Mimarlar Odası’na yapılan baskın, Mimarlar Odası ile TMMOB yönetici, üye ve çalışanlarının gözaltına alınmasının amacı, intikam hırslarını biraz olsun tatmin etmekten başka bir şey değildir. Amaç, Gezi’nin öncü örgütlerinden olan TMMOB’ye gözdağı vermek, Gezi isyanında verilen mücadelede öne çıkmış isimleri yıldırmak, iktidarın politikaları karşısında diz çökmeyecek olan kitleleri korkutmaktır. Ancak çabaları nafiledir. Geçmiş deneyimleriyle öğrenmiş olmaları gerekir ki, tüm bu baskı ve zorbalık, bizlere eşit, özgür, demokratik bir Türkiye mücadelesinde bir milim dahi geri adım attıramayacaktır.
Bu ülke, direnenlerin, bu uğurda canını vermekten çekinmeyenlerin ülkesidir. Bizler, 45 yıl önce bugün Nurhak’ta yitirdiğimiz Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğanlardan, Denizlerden, Mahirlerden, İbolardan, Ali İsmaillere, Hasan Ferit Gediklere, Ahmet Atakanlara, Mehmet Ayvalıtaşlara, Ethem Sarısülüklere, Abdullah Cömertlere, Berkinlere, Medenilere; bu ülke halklarının baş eğmeyen bir mücadele geleneği bulunduğunu unutmadan, zulmün zaferinin olmayacağını hatırlayarak ve hatırlatarak mücadelemizi sürdüreceğiz.
İzmir Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri olarak tüm yurttaşlarımıza çağrımızdır:
Eşitlik, adalet ve özgürlük için; daha fazla Gezi, daha fazla direniş.”
Yalçın’ın konuşmasının ardından denize karanfiller atılarak Gezi isyanında polis şiddetiyle yaşamını yitirenler anıldı.