KATLİAMIN YIL DÖNÜMÜNDE ANMA ETKİNLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da gerçekleşen katliamda yaşamını yitirenler, katliamın yıl dönümünde İzmir’de gerçekleştirilen etkinlikle anıldı.

img_8041

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingine yönelik bombalı saldırıda yaşamını yitiren 101 kişi, katliamın yıl dönümünde İzmir’de düzenlenen etkinlik ile anıldı. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından gerçekleştirilen etkinlikte “Ankara’yı unutma, unutturma”, “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP” gibi sloganlar atılırken, Praksis müzik grubu da katledilenlerin anısına söyledikleri şarkılarla anmaya katıldı. Anmada, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına bir açıklama yapan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamının üzerinden 1 yıl geçtiğini belirterek, “Geçtiğimiz yıl boyunca bizler her gün öldük, çevremizde her gün bombalar patladı, ülkemiz bir savaş alanına döndürüldü” dedi. 10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi Mitinginde, yaratılan savaş atmosferine, çatışma ve katliamlara dur demek ve gür bir barış sesini haykırmak isteyen on binlerce kişinin Ankara’da bir araya geldiğini hatırlatan Sarı, “Bizler emek ve meslek örgütleri olarak, ülkemizdeki savaş iklimini ve ortamını dağıtmak, kendi var oluş ortamımızı korumak, emeğin haklarıyla barış arasındaki dolaysız irtibatı kurmak üzere bir miting çağrısı yapmıştık. Başka ne yapabilirdik ki? Ülkemizde emeğin haklarının genişletilmesi, özgürlük, barış ve demokrasinin kazanılabilmesi için yürüyecektik. Bu isteğin bedeli, dört emek ve meslek örgütünün çağrısıyla düzenlenen Emek-Barış-Demokrasi mitinginde 10 Ekim 2015 Cumartesi günü, saat 10.04’de 101 canımızın alınması ve birçoğu ağır olmak üzere 400 arkadaşımızın yaralanması oldu” ifadelerini kullandı. Sarı, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

img_8059

“10 Ekim’den 10 Ekim’e, onlarca bomba evlerimizin önünde, sokaklarımızda patlatıldı, yüzlerce sivil yurttaşımız hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı. Evlerimiz, iş yerlerimiz, düğünlerimiz, otobüs beklediğimiz duraklar halkımıza mezar oldu.

Saldırganların hedefi oldukça açıktır: Hedef emektir. Hedef barıştır. Hedef demokrasidir!

AKP ve Saray, 15 Temmuz gününe kadar izlediği savaş yanlısı politikayı, 15 Temmuz’un ardından tam anlamıyla bir sivil darbe ve diktatörlük rejimine çevirdi. Suruç katliamından beri bir patlamalar ve ölümler ülkesine dönüşen Türkiye; bunların üzerine bugün yaralanma ve ölümlerin kanıksandığı bir ülke halini almıştır.

Tüm bunlara karşı duran, ülkenin içinde bulunduğu bu savaş atmosferine karşı ses çıkaran muhalif kesimler dün patlamalarla, bugün yürütülen cadı avı ile susturulmak istenmektedir. 10 Ekim’in faili olan anlayış, bugün kendisini ülkenin her karışında daha da fazla göstermektedir. Katliamın gerçek failleri bulunmadan, ülkede emek ve barış yanlısı bir siyaset yaratılmadan, bu katliamın hesabı sorulamayacaktır.

10 Ekim Katliamı, ülkemiz için bir dönüm noktasıdır. Ülkede emek, özgürlük ve barış taleplerinin ölümle cevaplandığı, ülkemizin IŞİD ve ÖSO için kamp haline getirildiği, sivillerin acımasızca katledildiği, ülkenin fiili başkanlık sistemine çekildiği bu günler için bir dönüm noktasıdır.

Bu katliamları, İslamcı terörü, kanlı darbe girişimini ve artık bir kâbusa dönen olağanüstü hali “fırsat” olarak görenler 10 Ekim katliamı başta olmak üzere, Türkiye halklarının uğradığı katliamların gerçek failleridirler.

img_8061

Bugün 10 Ekim Katliamı’nın 1. yıl dönümü. Bir yıldır emek ve barış talebiyle ağzını açan herkes kıyıma uğramaktadır. Kamu emekçileri işlerinden atılmakta, akademisyenler üniversitelerden uzaklaştırılmakta, gazeteciler tutuklanmakta, yargı baştan ayağa yeniden tasarlanmakta; bu taleplerle sokağa çıkan bizlere ise dün olduğu gibi bugün de katliamlar reva görülmektedir.

Bir kere daha burada tüm öfkemiz, acımız ve isyanımızla söylüyoruz! Gerçeklerin açığa çıkması ve katillerin hesap vermesi için elimizden geleni yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Yolumuzun, engebeli ve sarp olduğunu biliyoruz. Ancak bize umut ve direnç veren Suruç’ta, 10 Ekim’de, Kızılay’da bizlere canlarını siper eden yoldaşlarımızın “Barış ve emeğin Türkiye’si” umududur.

Bizler faşizmden, sivil diktatörlükten, darbelerden ve iliklerimize kadar işleyen terör saldırılarından hesap soracağız. Katliamların arkasındaki bütün karanlık ilişkiler açığa çıkarılana kadar bir dakika dahi yılmayacağız, pes etmeyeceğiz.

Birer barış karanfili olan arkadaşlarımıza, yoldaşlarımıza söz veriyoruz, Türkiye halklarının özlemini çektiği barışı, laikliği, insanca yaşamı ve emeğin ülkesini kuracağız! Tüm katliamların hesabını soracağız!

10 Ekim Katliamını unutursak, unutturursak kalbimiz kurusun.”

img_8065