REFERANDUM GÖZALTILARI PROTESTO EDİLDİ
İzmir’de referandumda hayır diyecek olan çeşitli sendika ve partilerin üyelerine yönelik gerçekleştirilen gözaltılar, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından protesto edildi.
İzmir’de referandumda ‘hayır’ diyeceğini açıklayan sendika ve siyasi partilere üye 35 kişinin yapılan polis baskınlarıyla gözaltına alınması, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasıyla protesto edildi. Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen protestoda, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını TMMOB İzmir İl Koordinasyon Dönem Sekreteri Melih Yalçın okudu. Yalçın açıklamasında, ülkenin kaderini ve nasıl bir rejim ile yönetileceğini belirleyecek olan referanduma yaklaşık 2 ay kala, referandum çalışmalarına dönük baskıların ve gözaltıların devam ettiğini ifade ederek, “Bu sabah Türkiye genelinde KESK, HDP, HDK, ESP ve SYKP yönelik gerçekleştirilen polis operasyonunda evler basılırken, yüzlerce kişi gözaltına alındı. İzmir’de de bu kapsamda kent merkezinde ve çeşitli ilçelerde gözaltına alınanların sayısı 35’i buldu” dedi. Aslen parti üye ve yöneticilerinin gözaltına alınmasından ibaret olan polis operasyonunun, basına PKK operasyonu olarak yansıtıldığına dikkat çeken Yalçın, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Hem bu yansıtma şeklinde hem de operasyonun kendisindeki amaç açıktır. Gerçekleştirilen gözaltılar, anayasa referandumu sürecine dönüktür. Gözaltılar ile hayır cephesinin önemli bir bileşeni olan partilerin ve kurumların kriminalize edilmesi, referandum sürecindeki çalışmalarının engellenmesi hedeflenmektedir. Aslında kriminalize edilmek, engellenmek istenen tek adam diktatörlüğüne hayır diyecek olan herkestir.
Daha referandum kampanyaları ilk aşamasındayken, hayır diyenler yetkili ağızlar tarafından hedef gösterilmeye başlanmıştır. Başkanlık sevdasıyla yanıp tutuşan ve tarafsızlık gibi bir kaygısı olmadığını her fırsatta belli eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Hayır diyenler 15 Temmuz’un yanındadır’ diyerek, hayır cephesini darbecilerle eş tutması da bu hedef gösterme çabalarının bir parçasıdır. Hayır cephesi, devletin en üst kademesinden hedef gösterilmektedir. MHP’ye yakın olduğu bilinen ve hayır oyu kullanma çağrısı yapan bir sendika başkanının, evinin önünde silahlı saldırıya uğraması bu hedef gösterme halinin ne tür sonuçlar doğuracağına dair ufak bir örnek olmuştur.
Tüm bu çabaların nedeni herkesçe bilinmektedir. Yaptırdıkları kamuoyu araştırmalarında evet oylarının istedikleri düzeyde olmadığını, yani anayasa değişikliklerinin halk tarafından onaylanmadığını gören iktidar sahipleri panik hali ile saldırganlaşmaktadır. Bu saldırganlıkları, emellerine ulaşmaları halinde bizleri nasıl bir ülkenin beklediğinin ipuçlarını fazlasıyla vermektedir. Emeklerinin karşılığını talep eden emekçilere, barış isteyen akademisyenlere, eşitlik arayışındaki kadınlara, demokratik hak arayışındaki Kürtlere ve Alevilere, kısacası kendinden olmayan, iktidarına biat etmeyen herkese düşman olan AKP iktidarı, 16 Nisan referandumunda hüsrana uğrama korkusuyla, hayır diyen herkese karşı düşman hukukuyla yaklaşmaya yeminli görünüyor. Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bizler, yüz yıl sonra yeniden bir istibdat devri yaşamamak adına tüm güçlerimizi seferber edeceğiz. İstibdat heveslilerine buradan bir kez daha hatırlatıyoruz: Hayır diyenleri gözaltına alarak, siyasetçileri tutuklayarak, barış sesini yükselten akademisyenlere saldırarak, kamu görevlileri ihraç ederek, her türlü zor ve baskı aracını kullanarak sesimizi bastıramayacaksınız. Yağma ve talan düzeninizi daimi kılmak adına oluşturmak istediğiniz başkanlık rejimi karşısında eşitlik, özgürlük ve adalet isteyenler olarak biz kazanacağız. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak tüm yurttaşlarımızı, tek adam rejimi tehlikesine karşı hayır cephesini büyütme mücadelemize katılmaya, baskılara karşı omuz omuza durmaya davet ediyoruz.”