REFERANDUM USULSÜZLÜKLERİ PROTESTO EDİLDİ
Anayasa referandumunda açığa çıkan usulsüzlükler, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla gerçekleştirilen basın açıklamasıyla protesto edildi.
16 Nisan referandumunda ortaya çıkan şaibeler, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla gerçekleştirilen basın açıklaması ile protesto edildi. Alsancak Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında, “Hırsız AKP, işbirlikçi YSK”, “Hayır bitmedi, mücadeleye devam” gibi sloganlar atılırken, basın açıklamasını Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal okudu. Vardal, olağanüstü hâl koşullarında gidilen referandumda korkulanın gerçekleştiğini ve halk oylaması geniş usulsüzlüklere ve ihlallere sahne olduğunu belirterek, “OHAL’den de güç alan siyasi iktidar, oylama sürerken YSK eliyle yasalara aykırı olan bir uygulamaya gidildi ve ortaya çıkan sonucun ne olacağının işareti verildi. Mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılması doğrultusundaki karar aslında, sandığa yansıyan irade ne olursa olsun, referandum sonucunun evet şeklinde çıkarılması için her yolun deneneceğinin ifadesiydi” şeklinde konuştu. Vardal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tek adam rejimine evet diyenler ile hayır diyenlerin oranı birbirine yakınken, sandıklardan çıkan mühürsüz oy pusulalarının geçerli kabul edilmesi kararı, ülke demokrasisinin hangi noktaya gerilediğinin, pervasızlığın, yasa tanımazlığın ise ne kadar ileri gidebileceğinin göstergesi oldu adeta. Bu uygulamayla da görüyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti bir parti devleti haline getirilirken, yazılı olarak değişmeyen ancak bir siyasi partinin talepleri doğrultusunda eğilip bükülebilen yasalar da işleyişi belirlemeye başladı. Bu keyfiliğe özellikle Kürt nüfusun yoğunluklu olarak yaşadığı şehirlerden gelen ve referandumun silahların gölgesinde yapıldığını gösteren görüntüler de eklenince, yapılan oylamanın ve ortaya çıkan sonucun meşru olması ihtimal dışı bir hâl almıştır. Yine bu illerden gelen bilgiler, oy kullanmayan seçmenlerin yerine oy kullanıldığı, açık oy, gizli sayım uygulamasına gidildiği, özellikle kırsal alanlarda evet oyu kullanılması için her türlü baskı yönteminin uygulandığı şeklindedir. 1 Kasım seçimlerinde muhalefet partilerine yüzlerce oy çıkan sandıklardan referandumda bir tek HAYIR oyunun çıkmamış olması bile referandum hırsızlığının ne boyutlara varmış olduğunu göstermeye yetmektedir.
Sadece bu referandumda yaşananlar bile tek adam rejiminde başımıza neler gelebileceğini göstermiştir.
Adalet ve demokrasiden yana güçler, ayyuka çıkan hırsızlığa Türkiye’nin dört bir yanında sokakta yanıt vermiş, bu yanıtın karşılığı şaşırtıcı olmayan şekilde polis şiddeti ve gözaltı olmuştur. “Hayırcıların karıları kızları evetçilere helaldir” diyenler hakkında işlem yapmayanlar, “HAYIR, BİZ KAZANDIK” diyenleri sabaha karşı evlerinden gözaltına almış, hırsızlığa sessiz kalmayanlara gözdağı vermek istemiştir. Bu gözdağı çabasının son örneği bugün İzmir’de görülmüştür. Dün geceden bu yana polislerce basılan 15 ayrı adreste “hayır” oylarına sahip çıkanlar gözaltına alınmıştır. İradesine sahip çıkanlara yönelen bu tahammülsüzlük, iktidarın demokrasiye bakışının güncel örneğidir. Kesin olan şudur:
– Bu referandumda yaşananlarla birlikte artık AKP döneminde yapılan bütün seçimler meşruiyetini yitirmiştir.
– YSK, bu referandumda halkın iradesine darbe yapmıştır.
– YSK tarafından usulsüz olarak açıklanan referandum sonucu yok hükmündedir, geçersizdir.
– Hukuksuz referandum sonucunda ısrar etmek ülkemiz demokrasisi ve toplumsal barış açısından telafisi mümkün olmayacak çok tehlikeli sonuçlara neden olacaktır.
– Bizler, YSK tarafından açıklanan referandum sonucunu kabul etmiyoruz, tanımıyoruz.
– Bu nedenle anayasa referandumu derhal yenilenmelidir.
Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak demokrasi ve adalet talebiyle sokakta olacağımızı belirtiyor, mecliste grubu bulunan ve emek ve demokrasiden yana olan siyasi partilere de referandumun iptal edilmemesi halinde anayasa değişikliklerini tanımama ve buna uygun hareket etme çağrısında bulunuyoruz.”