AÇLIK GREVLERİYLE DAYANIŞMA EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

İşe iade talebiyle açlık grevlerini sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek amacıyla İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından 18 Mayıs 2017 tarihinde bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

20170518_182851_HDR

KHK ile işlerine son verilen ve işe iade talebiyle başlattıkları açlık grevinin 71. gününde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile dayanışma amacıyla İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın konuştu. Yalçın açıklamasında, açlık grevinin 71. gününe gelinmesine karşın AKP iktidarının ‘büyük bir pişkinlik ve aymazlık içinde’ olanı biteni görmezden geldiğini ifade ederek, “Artık yeter! Sizin siyasal ihtiraslarınız ve kibriniz bu iki kamu emekçisinin yaşamından çok mu değerli? İnancınız, düşünceleriniz ne olursa olsun çağımızın evrensel norm ve değerlerine göre aslolan yaşamdır. Bu norm ve değerler içinde hareket ettiğini ve uluslararası toplumun bir parçası olduğunu iddia eden hükümetlerin temel görevi ise yurttaşlarının yaşamını her koşulda korumaktır” diye konuştu. Yalçın sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kaldı ki bu iki kamu emekçisinin eylemi, hukuka ve insan haklarına aykırı bir şekilde çıkardığı KHK’lar ile yüz binden fazla yurttaşını işsizliğe ve açlığa mahkûm eden Hükümete yöneliktir. Dolayısıyla oluşabilecek tüm ağır ve geri dönüşü olmayan sonuçlardan bizzat Hükümet sorumlu olacaktır. Hükümeti, bu göremezden gelme tutumunu sonlandırmaya, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın işe iade taleplerini derhal yerine getirmeye davet ediyoruz. Çünkü artık yaşamla ölüm arasındaki kritik sınırın aşıldığı bu aşama her an kalıcı bir sakatlık ya da ölümle karşı karşıya kalabiliriz.

Aslında kibirden vazgeçmek, onur ve vicdan sahibi olmak hiç de zor değil. Oğlunun kemiklerine ulaşmak için Dersim Seyit Rıza Parkında günlerdir açlık grevi yapan 70 yaşındaki Kemal Gün’ün, oldukça gecikmeli de olsa sesine kulak verilmiş olması insanlık adına sevindiricidir. Bakınız efendiler, gördünüz değil mi? Dünyanın her yerinde var olan tüm kültürlerde temel bir hak olan yas tutma hakkına saygı göstermek zor değilmiş. Oğlunun cenazesini inanç ve törelerine uygun bir şekilde defnetmesini sağlayarak yaşlı bir babayı sevindirmek gerçekten zor değilmiş… Umarız bundan bir ders çıkarmışsınızdır; Azıcık çaba harcayarak insan olmanın onurunu yaşamak hoşunuz gitmiştir…

Emek, demokrasi ve özgürlüklerden yana güçler olarak biz de bir ders çıkardık. Aslında tarihin derinliklerinden gelen bildiğimiz bir gerçeği bir kez daha sınamış olduk: Hak verilmez alınır! Bu gerçeği bize hatırlattığın için sana çok teşekkür ederiz Kemal amca…

Aslında ülkenin dört yanında insanlar günlerdir, aylardır dertlerini anlatabilmek, işlerine ekmeklerine kavuşabilmek için sıradanlaşan kötülüğün karşısına onur ve vicdanlarını dikip mücadele ediyorlar. Son günlerde ise Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Kemal Gün’ün seslerine ses verip direnişi büyütmeye çalışıyorlar. Ancak iktidar güçleri yine pervasızlığa devam ediyor. Dün Diyarbakır’da “Yaşamak ve yaşatmak için karanlığa hayır” diyen KESK’li emekçilere polisin saldırıp onlarcasını gözaltına almasını şiddetle kınıyoruz. Ayrıca gece geç saatlerde hepsi serbest bırakılan KESK’li emekçilere buradan dayanışma duygularımızı ve sevgilerimizi gönderiyoruz.

Bizler, İzmir Emek ve Demokrasiden güçleri olarak her koşulda ölümü değil yaşamı, tüm hak ve özgürlüklerin üzerine inen bu karanlığa karşı umudu savunuyoruz! Bu nedenle akıl ve vicdan sahibi herkesi duyarlılıklarını daha da yükseltmeye ve çok geç olmadan harekete geçmeye davet ediyoruz.

Açlık grevi yapan iki kamu emekçisine kulak verip, ‘artık yeter!’ diyelim. İşimizi, ekmeğimizi ve özgürlüklerimizi korumak için tüm ülke sathında direnişi büyütelim.”