GÜLMEN VE ÖZAKÇA İLE DAYANIŞMA EYLEMLERİ SÜRÜYOR
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, tutukluluklarının 9. gününde Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile dayanışma eylemi gerçekleştirdi.
İşlerine iade talebiyle açlık grevlerini sürdüren ve geçtiğimiz günlerde tutuklanan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile dayanışma amacıyla İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından 2 Haziran 2017 tarihinde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında “Nuriye-Semih yalnız değildir”, “Faşizme karşı omuz omuza” gibi sloganlar atıldı. Burada İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın bir açıklama yaptı. Yalçın açıklamasında, OHAL KHK’ları ile işleri ellerinden alınan ve işlerinin iadesi talebiyle açlık grevini sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın 9 günden bu yana tutuklu olduklarını hatırlatarak, “Tüm yıldırma çabalarına ve baskılara karşın, açlık grevlerinin 86. gününde olan Gülmen ve Özakça, talepleri karşılanmadıkça açlık grevine devam edeceklerini belirtiyorlar. Ankara’da açlık grevi sürerken olanı biteni görmezden gelen AKP iktidarı, Gülmen ve Özakça’yı tutuklayarak eylemi görünmez kılma çabasına girişti” dedi.
Gülmen ve Özakça’nın, OHAL KHK’leri vasıtasıyla işlerinden edilen on binlerce kamu emekçisinin isyanını temsil ettiğini belirten Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İktidarın kibri ve muhaliflere düşmanlığının kendileri için, iki insanın yaşamından çok daha değerli olduğu anlaşılmaktadır. Açlık grevleri boyunca defalarca gözaltına alınan Gülmen ve Özakça’ya yönelik kötü muamele cezaevinde de sürmekte, açlık grevi eylemcilerinin kullanması gereken vitaminler kendilerine iletilmemektedir.
Baskılar sadece cezaeviyle ya da cezaevindeki iki isimle sınırlı kalmamaktadır. Heykelleri bile parmaklıklar ardına hapseden iktidar, yükselen sesleri kolluk gücü vasıtasıyla bastırmaya çalışmakta, ancak her şeye rağmen bu konuda başarılı olamamaktadır. Yine KHK marifetiyle işinden edilen Veli Saçılık, Ankara Yüksel Caddesi’nde hem işini geri talep edenlerin hem de Gülmen ve Özakça’nın sesi olmaktaki ısrarını sürdürmektedir. Saçılık, son olarak dün Ankara polisinin yakın mesafeden plastik mermilerle, tekmelerle gerçekleştirdiği vahşi saldırısına maruz kalmış, ancak bugün de eylemini sürdürmüştür. Buradan kendisini ve birlikte direndiği Acun Karadağ’ı bir kez daha selamlıyoruz.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak tekrar etmek isteriz ki, Gülmen ve Özakça’nın sürdürdükleri açlık grevleri kritik aşamadadır. Bu aşamada olumsuz sonuçlara sebep olabilecek zorla besleme gibi bir yönteme hiçbir şekilde başvurulmamalıdır. Çözüm açıktır. Hükümet, sadece iki ismin değil, tüm KHK mağduru emekçilerin taleplerini karşılamalıdır. Kamuoyu da olan biteni sessizlikle izlemek yerine Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın seslerine ses katmalı, “Biz bu eylemi kendimizi öldürmek için yapmıyoruz, biz işimizi geri istiyoruz” diyen direniş sembolü bu iki insanın taleplerinin yerine gelmesi için çaba göstermelidir. Aksi halde yaşanabilecek kötü sonuçlardan sadece hükümet değil, olayı sessizlikle izleyen herkes sorumlu olacaktır.”