EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN NÖBET ZİYARETİ

HDP tarafından İzmir’de gerçekleştirilen Vicdan ve Adalet Nöbeti, son günü olan 20 Ağustos 2017 tarihinde TMMOB, DİSK, KESK ve TTB tarafından ziyaret edildi.

nobet_ziyaret (3)

Halkların Demokratik Partisi’nin ‘Durmayalım, Durduralım’ sloganı ile başlattığı Vicdan ve Adalet Nöbetlerinin Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleşen İzmir ayağı, emek ve meslek örgütleri tarafından ziyaret edildi.

Nöbet, 20 Ağustos 2017 tarihinde TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel tarafından ziyaret edildi.

Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın da katıldığı ziyarette ilk olarak konuşmayı yapan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay kurum temsilcilerini selamlayarak dayanışmalarından dolayı teşekkür etti.  Ardından konuşan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, darbe girişiminin ardından OHAL ile temel ve hak özgürlüklerin askıya alınmasının, emek ve demokrasi güçlerinin bir arada mücadelesinin gerekli olduğunu gösterdiğini ifade etti.

Birlikte mücadeleyi sürdürmeye devam edeceklerini de dile getiren Tükel, “Vicdan ve Adalet Nöbeti’ni bu mücadele açısından, milyonların talebini dile getirdiği için çok önemli buluyoruz. Bu döneme adalet talebi damgasını vurmuştur. Öncelikli olarak ülkenin OHAL koşullarından çıkmasını istiyoruz. Adaletin, laiklik, demokrasinin ve özgürlüğün ön planda olduğu bir ülkede yaşama arzumuzu burada güçlü bir şekilde dile getiriyoruz. Bu gidişi mücadele ile sona erdireceğimizin sözünü birlikte mücadele ettiğimiz tüm kurumlar adına veriyoruz” diye konuştu.

Tükel’in ardından söz alan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Türkiye’nin son bir yılını adalet arayışıyla geçirdiğinin altını çizerek şunları söyledi:

“Aslında şu durum bile siyasi iktidarın vicdansızlığın ve adaletsizliğinin tescillenmiş halidir. Yüz bini aşkın kamu çalışanı sorgusuz sualsiz işten atıldı. Meslek kuruluşları yöneticileri görevinden alınmaya çalışılıyor. Böylesi bir ülkede tabii ki vicdan diyeceğiz, adalet diyeceğiz. Onlar iktidara gelirken üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü savunacağız dediler, ama görüyoruz ki hukuku ayaklar altına aldılar. ‘OHAL’i biz kaldırdık’ dediler, şu an ülke OHAL koşulları ile yönetiliyor. Hak, hukuk dediler, tek adam rejimi, tek parti düzeni kurdular. Ama biz bu düzene izin vermeyeceğiz. Bunların kurduğu düzenin bizler açısından geleceği yok. Baskıları, korkularından kaynaklı. Anayasayı değiştirdiler, OHAL ilan ettiler, olmadı. Şair ne demiş; ‘hiçbir şeye benzemez halkını satanların korkusu’. Bu korku onların sonu olacak. Biz de mühendisler, mimarlar, şehir plancıları olarak meslek formasyonundan aldığımız güçle bu ülkenin geleceğini hep birlikte inşa edeceğiz. TMMOB vicdandan, barıştan yanadır. Bunun için bütünlüklü bir mücadele gerekiyor. Bu mücadelede hepimize kolay gelsin.”

nobet_ziyaret (2)

KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ise kamuda devam eden TİS görüşmelerinin de adaletsiz bir şekilde sürdüğünü ifade ederek şunları söyledi:

“Bizler bu masaya davet edilmedik. Çünkü o masada satış sözleşmesi koşulları oluşturuldu. Bizler emekçiler için adalet, iş güvencesi istiyoruz. İşçilerin insanca yaşamasını, çalışmasını istiyoruz. Her gün onlarca çalışan iş cinayetlerine kurban gidiyor. Bizler tüm bunları söyleyecek tek konfederasyon olarak oraya alınmadık. Bizim KHK’ları da yandaş konfederasyon gibi tescillememizi istediler. 3+3 ile emekçilerin hakkıyla dalga geçen iktidara karşı kamu çalışanları olarak ve bu konfederasyonun mücadelesini sırtlanan emekçiler için bu mücadeleyi yükselteceğiz. Bizler barış içinde bir Türkiye için, laik demokratik bir düzen için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu barikatlar, halklar ile emekçilerin birleşmesini engelleyemeyecek.”

DİSK Genel Başkanı Kani Beko da mazlumların ve mağdurların faşist diktatörlüğe karşı ayağa kalkmasından başka çaresi olmadığını belirterek, “1980 Darbesi’nden daha kötü koşullarda yönetiliyoruz. 12 Eylül’de insanların gidebilecekleri bir mahkemeleri vardı. Ama bugün binlerce kamu çalışanı, işçinin gidebilecekleri bir mahkeme yok. Bugün siyasal iktidara karşı toplumsal muhalefetin içinde birlikte mücadele etmekten başka çaremiz yok. Yarın çok geç olabilir. Taş çok sert. Bu taş bizi kanlar içinde bırakırsa çok geç kalmış olacağız. Dün olduğu gibi bugün de yarın da nöbetinizin yanındayız. Çok kıymetli bir iş yapıyorsunuz. Bu işlerin yanında bu ülkede demokrasi, insan hakları, barış,, kardeşlik, adalet isteyen insanların yan yana olmaktan başka çaresi yoktur. Önümüzdeki süreçteki tüm etkinliklerde adalet arayanların yanında olacağız” diye konuştu.

Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş da HDP’li belediyelere atanan kayyımlara değinerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belediyelere kayyım atamak halka kayyım atamaktır. Bu büyük bir utanç. ‘Demokrasiyi ve özgürlükleri geliştireceğiz’ dediler, yasakları çoğalttılar. Yasaklar, hukuksuzluklara arta arta devam etti çünkü ahlaksızlığı ilke edinmiş bir hükümet var. Hukuk kuralları ahlaka uygun değil. Yemin ederek tarafsız olacağını belirten Cumhurbaşkanı ahlaka uygun olduğunu söylemek değil. İşte böylesi bir dönemde vicdandır, adalettir söylenmesi gereken. Vicdanı da adaleti de unutmamalıyız. Farklı medeniyetleri kardeşçe yaşatan bu topraklar yine kardeşliği hâkim kılacaktır. Her şeye rağmen kol kola, özgürlük içinde yaşamayı bileceğiz.”

Son olarak konuşan HDP Grup Başkan Vekili Ahmet Yıldırım da, nöbetlerin bittiğini ama adalet arayışının kazanılana kadar süreceğini dile getirerek “4 kentteki nöbetlerimizde halklarımızın önümüze koyduğu yegâne görev, ‘bu haramilerin saltanatına son vermek için siyasi hassasiyetleri bir kenara bırakarak, asgari müştereklerde bir araya gelin’ olmuştur. Biz bu mesajı aldık. Bu nöbetler bizim eylemselliğimizin ilk periyoduydu. Bundan sonra da OHAL kalkıncaya kadar, KHK ile ihraç edilenler görevlerine dönünceye kadar, milletvekillerimiz özgür oluncaya kadar, öğretilmiş çaresizlik son buluncaya kadar sokaktan ve alandan çekilmeyeceğiz. Bu ülkeye kalıcı ve onurlu bir barışı armağan edinceye kadar yüreği bu istikamette atan herkesle ortaklaşacağız. Mezopotamya’nın, Trakya’nın bu kültürünün olduğunu biliyoruz. Hep beraber güçlüyüz. Onların en büyük gücü bizim yan yana gelme sürecimizi engellemekten geçiyor. Onlara inat bir araya gelmeli, ortak vatanda, ortak gelecek için birlikte mücadele etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

nobet_ziyaret (1)