10 EKİM’İN YIL DÖNÜMÜNDE ANMA ETKİNLİKLERİ GERÇEKLEŞTİ
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 10 Ekim Ankara katliamında yaşamını yitirenleri çeşitli etkinliklerle andı.
Anma etkinliklerinde ilk olarak Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada “10 Ekim’i unutma, unutturma”, “Katillerden hesabı emekçiler soracak”, “Katil devlet hesap verecek” gibi sloganlar atılırken, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven bir açıklama yaptı. Güven açıklamasında, 10 Ekim katliamının üzerinden geçen iki yılda acı ve öfkeyi büyüten en büyük nedenlerden birinin, katliam öncesinden bugüne kadar siyasi iktidarın ve idarecilerin takındıkları tutum olduğunu ifade ederek, “Bizler 10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi Mitingiyle, ülkemizde yaratılan savaş atmosferine, çatışma ve katliamlara dur demek istemiş, on binlerce yol arkadaşımız ile Ankara’da bir araya gelmiştik. Adeta bugün giderek bir savaş sarmalı içerisine hapsedilen Türkiye’yi öngörmüştük. Savaşlar olmasın, analar ağlamasın demiştik. O günkü o barış çığlığının Türkiye için Ortadoğu için ve Dünya için ne kadar ne kadar değerli olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor” diye konuştu. AKP ve sarayın, 15 Temmuz gününe kadar izlediği savaş yanlısı politikayı, 15 Temmuz’un ardından tam anlamıyla bir sivil darbe ve diktatörlük rejimine çevirdiğini belirten Güven, “Tüm bunlara karşı duran, ülkenin içinde bulunduğu bu savaş atmosferine karşı ses çıkaran muhalif kesimler dün patlamalarla, bugün yürütülen cadı avı ile susturulmak istenmektedir. 10 Ekim’in faili olan anlayış, bugün kendisini ülkenin her karışında daha da fazla göstermektedir. Katliamın gerçek failleri bulunmadan, ülkede emek ve barış yanlısı bir siyaset yaratılmadan, bu katliamın hesabı sorulamayacaktır” dedi. Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:
“10 Ekim Katliamı, ülkemiz için bir dönüm noktasıdır. Ülkede emek, özgürlük ve barış taleplerinin ölümle cevaplandığı, ülkemizin IŞİD ve ÖSO için kamp haline getirildiği, sivillerin acımasızca katledildiği, ülkenin giderek darbe girişimi bahanesiyle OHAL KHK ile tek adam diktatörlüğü inşası için bir dönüm noktasıdır. Gelinen noktada ülke her geçen gün daha büyük savaşların içine çekilmek istenmektedir. İşte meclisten geçen savaş tezkereleri ve şimdi de İdlib operasyonu ile ülke daha büyük savaşlara çekilmek istenmesi. Ne için kendi koltuklarını korumak isteyen diktatörlerin savaştan başka yolu yoktur. Bizlerin ise barıştan başka yolumuz yok. 10 Ekim bu anlamda geleceğe yankılanan bir barış çığlığıdır. Bize umut ve direnç veren Suruç’ta, 10 Ekim’de, Kızılay’da bizlere canlarını siper eden yoldaşlarımızın barış ve emeğin Türkiye’si umududur.
Bir kere daha burada tüm öfkemiz, acımız ve isyanımızla söylüyoruz! Gerçeklerin açığa çıkması ve katillerin hesap vermesi için barış ve demokrasi mücadelemizi yükselteceğiz.
Bizler faşizmden, sivil diktatörlükten, darbelerden ve iliklerimize kadar işleyen terör saldırılarından hesap soracağız! Katliamların arkasındaki bütün karanlık ilişkiler açığa çıkarılana kadar bir dakika dahi yılmayacağız, pes etmeyeceğiz!
Birer barış karanfili olan arkadaşlarımıza, yoldaşlarımıza söz veriyoruz, Türkiye halklarının özlemini çektiği barışı, laikliği, insanca yaşamı ve emeğin ülkesini kuracağız! Tüm katliamların hesabını soracağız.”
Basın açıklamasında, katliamda yaşamını yitiren Mesut Mak’ın eşi Evrim Mak da söz alarak duygularını ifade etti.
Basın açıklamasının ardından Türkan Saylan Kültür Merkezi’de 10 Ekim katliamı fotoğraflarından oluşan ve 14 Ekim 2017 tarihine kadar gezilebilecek olan fotoğraf sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Ayrıca, katliamda yaşamını yitiren Ayşe Deniz ve Berna Koç’un Doğançay Mezarlığı’ndaki, Mustafa Budak’ın ise Kaynaklar Mezarlığı’ndaki mezarları başında anmalar gerçekleştirilirken bu anmalarda da yaşamını yitirenlerin yakınları kısa birer konuşma yaptılar.