TMMOB İZMİR İKK: HUKUKSUZLUĞA NEDEN KALKAN OLUNUYOR?
TMMOB İzmir İKK, Bornova Karaçam mahallesindeki sit alanında yapılan inşaata dair suç duyurusunun ardından soruşturmaya Bornova Kaymakamlığı ve İzmir Valiliği tarafından izin verilmemesine dair yazılı bir açıklama yaptı.
Bornova-Karaçam Mahallesindeki Doğal Sit Alanında Gerçekleşen Hukuksuz İnşaatı Belediye, Valilik, Çevre Şehircilik, Kaymakamlık Neden Koruyor?
Bornova İlçesi, Çiçekliköy yolu üzerinde Karaçam Mahalle sınırlarında yer alan ve doğal varlığı korunması gerekli sit alanı olan 102 ada 122 parselde imar planı olmadan gerçekleştirilen inşaata ilişkin, Doğal Sit Alanında yapılaşmaya yönelik işlem yapan kurumlar hakkında TMMOB’a bağlı Peyzaj Mimarları Odası, Şehir Plancıları Odası ve Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubeleri tarafından 28.12.2017 tarihinde suç duyurusunda bulunmuştuk. Suç duyurusunun üstünden iki ay geçtikten sonra geçtiğimiz hafta Bornova Kaymakamlığı’nın 23.02.2018 tarih ve 2018/10 sayılı ve İzmir Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğü’nün 20.02.2018 tarih ve 2018/43 sayılı kararlarıyla soruşturma izni verilmediği öğrenilmiştir.
Ancak Bornova Kaymakamlığı ve İzmir Valiliği’nin bu kararına esas, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlileri tarafından oluşturulan ön inceleme raporu ve tahkikat dosyasında belirtilen hususların; suç duyurusundaki iddialarımıza karşılık tatmin edici olmadığı, bu iddiaların birçoğunun da rapor içinde bilgileri tekrarladığı ve yeni hukuksuz durumları yaratacak nitelikte bilgileri de ayrıca ortaya çıkardığı görülmüştür.
Öncelikle suç duyurumuzda belirtilen hususlara karşılık; doğal sit statüsünde olan parselde, kaçak olma ihtimali üzerinden inşaat işlemi tespit edildiğine ilişkin meslek odamızın bilgi edinme kapsamında yapmış olduğu başvurular olmasına rağmen, konu hakkında hiçbir kurumdan tatmin edici geri dönüş gelmemiş olduğunu belirtmiştik. Ayrıca söz konusu parsele ilişkin komisyonun verdiği geçiş dönemi yapılaşma koşulları Bakanlık onay tarihinin, inşaatın başlama tarihinden sonra olduğu öğrenilmiştir. Dolayısıyla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun izinsiz müdahale ve kullanma yasağı kapsamında kalma ihtimali olmasına rağmen, meslek odalamızın bilgi edinme kapsamında yapmış olduğu başvuruya ilgili kurumlarca yanıt verilmemiş, gerekli işlemler yapılmamakla birlikte söz konusu işleme yönelik kamu kurumu niteliğinde olan meslek odasının kamu denetimi yapması engellenmişti ve inşaat işleminin ilerlemesine göz yumulduğunu belirtmiştik.
Bu doğrultuda Valiliğe ve Kaymakamlığa soruyoruz: Doğal sit statüsünde korunması gerekli bir parselde kaçak bir inşaat olma ihtimali üzerine ilgili kamu kurumlarına konunun ihbar edilmesi ve konu hakkında bilgi talebine karşılık ilgili kurumların yanıt vermemesi yasa ve yönetmeliklerde belirtilen kurallara aykırı işlem yürüttükleri ve dolayısıyla görevli kişilerin görevini kötüye kullandıkları anlamına gelmemekte midir? Aynı zamanda bu konunun suç duyurusunda delilleriyle birlikte aktarılmış olmasına rağmen söz konusu raporda bu konuda bilgi olmaması gözden mi kaçmıştır?
Ayrıca raporda belirtilen hususlara ilişkin Valiliğe ve Kaymakamlığa soruyoruz: Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün İzmir 1 Nolu tabiat varlıklarını koruma bölge komisyonu tarafından 11.08.2017 tarih ve 11.08.2017/111 sayılı kararının dayanağı olarak yazıda belirtilmiş İzmir 2 Nolu Tabiat Varlıkları Bölge Komisyonu 27.10.2016/436 tarih ve sayılı kararı olarak belirtilmiştir. Ancak anlaşılmayan husus şudur ki, yetki alanı içerisinde Bornova İlçesi olmamasına rağmen İzmir 2 Nolu Tabiat Varlıkları Bölge Komisyonu nasıl bir karar üretmiştir?
Bunun yanında İzmir 2 Nolu Tabiat Varlıkları Bölge Komisyonu 27.10.2016/436 tarih ve sayılı kararı mahkemenin 29.06.2016 tarihli K.2016/880 sayılı kararı ile iptal edilmiş olan, söz konusu parsele ilişkin 2015 yılında onaylanan 1/1000 ve 1/5000 imar planlarında verilmiş olan kararların yeni bir doğal sit değişikliği durumunda yeni bir imar planı onayı sürecine gerek kalmadan yeniden yürürlüğe gireceği şeklinde Anayasaya aykırı, yargı kararlarının uygulanmasının geciktirilmesini dahi yasakladığına göre; yargı kararlarını uygulamamanın açık bir Anayasa’yı ihlal suçu oluşturduğu açıktır. Dolayısıyla Anayasa’yı ihlal niteliğinde olan ilgili kurum işlemleri raporda tespit edilip İzmir 2 Nolu Tabiat Varlıkları Bölge Komisyonu hakkında Valilik resen işlem başlatmış mıdır? İşlem tesis edildiyse bu kararı dayanak alarak 1 Nolu Tabiat Varlıkları Bölge Kurulu kararının iptal edilmesi ve dolayısıyla tüm işlemlerin iptal edilmesi gerekmez mi?
Yönetmelikte ruhsat işleminin Bakanlık onayından sonra olabileceği açık bir şekilde belirtilmiş iken yukarıda rapordan alıntıda belirtildiği gibi Bakanlık onayından önce Bornova Belediyesi’nin ruhsata esas işlemleri yürüttüğü görülmektedir. Suç duyurusunda önceden mahkeme kararı ile iptal edilmiş bir koruma amaçlı imar planı yapılaşma kararının, mahkeme kararının arkasından dolanılarak ilgili yasa ve yönetmeliklere, kamu yararına aykırı ve ayrıcalıklı imar hakkı yaratan işlemlerin ilgili kurumlar tarafından tesis edilmiş olduğunu belirtmiştik. Ancak bu iddiamızı destekleyen raporda Bakanlık onayının 25.10.2017 tarihinde ve bu tarihten önce Bornova Belediyesinin 24.08.2017 tarihinde yapı ruhsat verdiği belirtilmiş olmasına rağmen talihsiz bir yorumlama ile ‘bakanlık onayında ruhsata ilişkin durumun değişmediği’ belirtilerek yapılan iş ve işlemlerde mevzuata aykırılık olmadığı belirtilmiştir. Bu durumda Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmeliğin 5. Maddesinin b bendinde açıkça belirtilen usule aykırı işlem tesis edildiği delillerle de ortadayken, Valilik ve Kaymakamlık bu ilgili kurumların işlemlerinin mevzuatlara aykırı olmadığı kanaatine nasıl varır ve soruşturmanın gerekli olmadığına nasıl karar verir?
Sonuç olarak, rapordaki hususlar değerlendirildiğinde görülmektedir ki, birçok kurum ve kuruluş gerek yetki aşımı yaparak, gerek mahkeme kararının üstünde karar üreterek, gerek Anayasa’yı çiğneyerek, gerekse de mevzuatlarla tariflenmiş uygulama usullerini hiçe sayarak söz konusu parsele ilişkin keyfi, ayrıcalıklı hak tesis eden ve görevi kötüye kullanan iş ve işlemleri gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla, söz konusu işlemlere ilişkin yapılan suç duyurusuna karşın tüm deliller ortadayken Valiliğin ve Kaymakamlığın söz konusu parsele ilişkin ayrıcalıklı tutumu destekleyen bu kararının nedenlerini kamuoyu ile paylaşmasını istiyoruz. Ayrıca söz konusu parsel devlet tarafından korunması güvence altında olması gerekli olan doğal sit statüsünde bir alandır ve çevresindeki ekolojik çevreye dair ileride telafisi mümkün olmayacak sonuçlar doğuracağı da açıktır. Bu yüzden ivedilikle söz konusu doğal alan içinde gerçekleştirilen katliam niteliğindeki inşaatın bir an önce durdurulması gerektiğini tekrarlıyoruz.
TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU