HUKUKSUZ İSTİNYE PARK İNŞAATI, BAKANLIK-BELEDİYE İŞBİRLİĞİYLE SÜRÜYOR
İstinye Park projesi inşaatında devam eden hukuk süreci ve buna karşın süren inşaat çalışmalarına ilişkin İZMİR’E SAHİP ÇIK PLATFORMU tarafından yazılı bir açıklama yapıldı.
HUKUKSUZ İSTİNYE PARK İNŞAATI, BAKANLIK-BELEDİYE İŞBİRLİĞİYLE SÜRÜYOR
Geçtiğimiz mayıs ayında, Balçova Üçkuyular’da inşaatı devam eden ve kamuoyunda “Üçkuyular İstinye Park AVM Projesi” olarak bilinen, proje alanına dâhil edilmiş olan vergi dairesinin taşınacağı lise parseline ilişkin onaylı İmar Planı’nın, idari mahkeme kararıyla iptal edildiği haberi kamuya yansımıştı. Gelinen süreçte İstinye Park Proje alanı içinde yer alan söz konusu vergi dairesine ait alanın yeni imar planı değişikliği 12.07.2018 tarihinde askıya çıkmıştır. Ancak bu alanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 08.07.2015 tarihinde onaylanmış imar planı değişikliği dava süreci devam etmektedir ve kamu yararı içermediği gerekçesiyle planın iptal edilmesi yönünde bilirkişi raporu gelmiştir. Ayrıca, raporun gelmesinin üstünden yaklaşık bir yıl geçmiş ancak mahkeme kararı gelmemiş, bu sürede inşaat ilerlemiştir. Sonuç olarak inşaatı devam eden projenin dava kararı gelmeden imar planı yeniden onaylanmıştır.
Görülmektedir ki; ilişkili olan iki plandan birinin iptali diğer planı hükümsüz bırakmış ve bilirkişi raporunun planın iptal edilmesi yönünde olması alelacele alanda yeni bir plan yapılması gerekliliğini doğurmuştur. Bu gerekliliğin kamu yararından yana olmadığı, proje inşaatının durmaması için tamamen şirketin çıkarları gözetilerek onaylandığı açıkça görülmektedir.
Dava açılmış olan imar planına ilişkin hazırlanmış olan bilirkişi raporunda planın iptali yönünde belirtilmiş gerekçelerin detayları geçtiğimiz yıl kamuoyuyla paylaşılmıştı. Raporda belirtilen hususlardan bazıları özetle şu şekildedir:
- Dava konusu plan değişikliği ile Resmi Kurum Alanının, Turizm+Ticaret Alanına dönüşümünde, Resmi Kurum Alanı yer değişikliği ile alansal olarak küçülmemiş ancak Resmi Kurumun taşındığı yerdeki Lise Alanı’nın küçülmesine neden olmuştur.
- Vergi Dairesi alanının “Resmi Kurum Alanı” statüsünden çıkarıp “Ticaret+Turizm” alanına dönüştürülmesinin ortaya çıkma gerekçesini bir zorunluluk ve kamu yararı ile temellendirmenin mümkün olmadığı,
- Kamusal kullanımlı bir alanın ticari amaçlı özel bir alana dönüştürülmesinin,
- Projenin çevresinde trafik üretme ve trafik çekme hacimlerini dikkate alan herhangi bir tespit, açıklama ya da ifade bulunmamasının,
- Turizm+Ticaret kullanımına ilişkin nasıl bir ihtiyacın bölgede ya da kent bütününde gelişmiş olduğuna yönelik bir fizibilite veya araştırmaya yer verilmemiş olmasının,
- Kent merkezinde noktasal müdahale şeklinde gerçekleştirilen, Emsal=2.50, Yençok=10 kat “Ticaret+Turizm Alanı” kararının diğer kamu kullanımlarının yer seçtiği bölgede rant baskısı doğuracağı,
- Davaya konu iddialarda, kamulaştırma yoluyla elde edildiği ortaya konulan kamusal bir alanın başka amaçlarla ve üçüncü kişilere devredilerek işlem yapılmasının planlama ilke ve esasları ve kamulaştırma kanununa da aykırı olduğu belirtilmiştir.
Sonuç olarak, yeni onaylanan imar planı incelendiğinde raporda belirtilen kamu yararına aykırı durumların hiçbir şekilde düzeltilmediği görülmektedir. Dolayısıyla söz konusu imar planı ile hukukun ve bilimin arkasından dolanılmakta, kamu yararına açıkça aykırı olduğu ortaya konulmuş İstinye Park Projesi inşaatının tüm hukuksuzluklara rağmen devam edebilmesi için yeni imar planı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmıştır.
Ayrıca, geçtiğimiz Mayıs ayında platform olarak yaptığımız basın açıklaması sonrasında kamu arazisine, yaşam alanına sahip çıkan duyarlı vatandaşlarımızın belediyelerin telefonlarını, yoğun bir arama gerçekleştirerek kilitlemiş olduğunu bilmekteyiz. Buradan da İzmirlilerin bu projeyi istemediğini açık ve net görmekteyiz.
Önümüzde meşru hiçbir zemini kalmamış, İzmir’e büyük bir çevresel yıkım getirecek mega bir kent projesi olan İstinye Park projesinin bugün inşaatının hızlıca gerçekleştirilmesi için önündeki tüm engelleri kaldırma yönünde Çevre Şehircilik Bakanlığı büyük bir çaba göstermiş ve göstermeye devam etmektedir.
Ayrıca konu ile ilgili daha önce yaptığımız açıklamaya cevaben Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya ‘projenin yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu’, ‘iptal kararının yapılan Yeni Vergi Dairesi alanı için olduğunu’ beyan ederek eksik bilgi vererek kamuoyunu yanıltmaya çalışmıştır. Oysa gerçekte, Balçova Belediyesi sınırları içerisinde yer alan Vergi Dairesi Alanının Turizm+Ticaret Alanına dönüştürebilmelerinin ön koşulu aynı bölgede, aynı büyüklükte ve aynı nitelikte eşdeğer Resmi Tesis Alanı sağlamalarıdır. Vergi Dairesinin taşınabileceği yürüme mesafesini sağlayacak yakın çevresinde bir alan bulunamamış, buna karşın sermayenin taleplerini yerine getirebilmek için bin bir takla atılıp Vergi Dairesi Alanı, eski Maliye Meslek Lisesinin bahçesi gasp edilmiştir. Küçültülen bahçe alanının yerine yine bu bölgede eşdeğer alan bulunamadığından önce Buca, şimdi Gaziemir’de yer gösterilmiştir. Ancak mahkeme, bu durumun mevzuata aykırı olduğunu belirtmiş ve imar planını iptal etmiştir. Dolayısıyla bu üç alandaki plan değişikliği aynı idari işlemin birbirine bağlı üç parçasıdır. Mahkemenin aldığı karar doğrultusunda eşdeğer alanın sağlanmadığına kanaat getirilmiş, dolayısıyla buna bağlı tüm plan değişiklikleri geçerliliğini yitirmiştir. Mehmet Ali Çalkaya bu konuda ya yanılmaktadır ya da halkı yanıltmak istemektedir. Askıya çıkan yeni planlar tekrar göstermiştir ki, iptal kararı İstinye Park inşaat alanının bir kısmını da kapsayan eski Vergi Dairesi alanıyla ilgilidir.
Diğer taraftan mahkemenin iptal ettiği, çözüm olarak sunulan vergi dairesinin yeni yeri aslında hukuksuz bir şekilde ve lise alanı gasp edilerek alelacele oluşturulmuştur. Bu konuda Karabağlar Belediye Başkanı talihsiz bir açıklamayla, ‘vergi dairesi inşaatının tamamlanmış olmasından ötürü müktesep hak oluştuğunu ve bundan dolayı bir şey yapılamayacağını’ belirtmiştir. Ancak müktesep hak oluşması durumu ancak bir idari kararla söylenebilir.
Bir sermaye grubunun çıkarları için plan değişiklikleri yoluyla türlü girişimler başka bir idare tarafından yapılmış olsa dâhi Çalkaya, “yatırıma engel değil destek olmak lazım” derken bu çabalara desteğini esirgemeyeceğini deklare etmiştir. Kendisi, halkın oylarıyla bulunduğu makamında sermaye sınıfını temsil etmeyi derhal bırakmalı, aklın, bilimin, yargının söylediğini uygulamalıdır. Çalkaya demecinde, “inşaatın devam ettiği alan ile ilgili bir mahkeme kararı çıkarsa uygulamak görevimiz” demekle birlikte, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28.maddesinde yer alan yükümlülüğüne göre planı iptal olan kısma ilişkin 30 gün içinde ruhsat ve inşaat işlemlerinin durdurulduğunu beyan etmemiştir.
İzmir’e Sahip Çık Platformu olarak, İstinye Park projesine ilişkin askıya çıkan planların akla, bilime ve hukuka uygunluğunun olmadığını, hiçbir şekilde meşru olmadığını ve bu meselenin takipçisi olacağımızı tüm İzmirlilere duyuruyor, mücadele etmeye ve İzmir’e Sahip Çıkmaya davet ediyoruz.
İZMİR’E SAHİP ÇIK PLATFORMU