KÖRFEZ GEÇİŞİNDE ÇED KARARI İPTAL OLDU
İzmir Körfez Geçişi’nin “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının mahkeme kararıyla iptalinin ardından TMMOB İzmir İKK, EGEÇEP ve Doğa Derneği tarafından bir basın toplantısı gerçekleştirildi.
İzmir Körfez Geçişi Projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu kararı, İzmir 3. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Karara ilişkin davacı kurumlar TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, EGE Çevre ve Kültür Platformu, Doğa Derneği ve 85 davacı yurttaş İzmir Mimarlık Merkezi’nde bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda davacılar adına konuşan Doğa Derneği’nden Neriman Erol, Gediz Deltası’nın, flamingolar başta olmak üzere çok sayıda kuş türünün dünyadaki en önemli yaşama alanlarından biri olduğunu belirterek, “Türkiye’deki 14 uluslararası öneme sahip Ramsar Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda Doğal Sit Alanı olarak da korunmakta. Türkiye’nin en büyük yüzölçümüne sahip kıyı sulak alanlarından biri ve 40 binden çok flamingonun yaşam alanı olan İzmir’in Gediz Deltası, UNESCO’nun Dünya Doğa Mirası ile ilgili dört kriterinin tamamını sağlamaktadır. Bu nedenle alınan karar, dünya doğa koruma içtihadı açısından da tarihi önem taşımaktadır dedi. Körfez Geçiş Projesi’ni ilk olarak, 2014 yılında yerel seçimlerin hemen öncesinde o dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olan Binali Yıldırım’ın, “İzmir için tasarladığı 1414 projeden biri” olarak açıkladığını hatırlatan Erol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak bugün mahkemenin kararı ile de görüyoruz ki, bilimsel ve hukuki açıdan projenin İzmir için uygun olmadığı kanıtlanmıştır.
Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, ‘Körfez Geçişi Projesi, İzmir için gelecekte çizilen senaryonun bir parçasıdır. O senaryoda doğal yapısından gitgide uzaklaşan, ekolojik değerlerini kaybeden, betonlaşmaya teslim edilmiş, ayrıcalıklı imar hakkı sağlayan, parça parça plan değişiklikleri ile yüksek rant artışlarının önü açılan, kıyılarını betona teslim eden rant talanı altında sağlıksız bir kent var.’ O yüzden kararı bu kötü senaryoyu bozmak için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz.
Şimdi bu önemli kararın uygulanmasını sağlama, kararın arkasından dolanma hamlelerine izin vermeme zamanı. Mahkeme kararının uygulanması anayasa ve yasa gereğidir; Anayasanın 138. maddesine göre, ‘Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez’, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesine göre de ‘Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.’ Mahkeme kararlarının uygulanmaması Anayasanın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin yok sayılmasıdır, bu nedenle kararın gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin cezai sorumlulukları vardır. Ayrıca Çevre Kanunu’nun 15/3.maddesine göre; “Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın başlanan faaliyetler Bakanlıkça, proje tanıtım dosyası hazırlanmaksızın başlanan faaliyetler ise mahallin en büyük mülkî amiri tarafından süre verilmeksizin durdurulur.’ Sunduğumuz mahkeme kararı ile Körfez Geçişi projesinin ÇED olumlu kararı İPTAL edildiğinden, projeye ilişkin her türlü hazırlık çalışmasının derhal durdurulması, verilen her türlü iznin geri alınması gerekir.
Öncelikle tüm İzmir halkına bu önemli hukuki kazanımımızı armağan ediyoruz. Sonrasında buradan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Valiliği’ne sesleniyoruz: Körfez Geçiş projesine ilişkin mahkeme kararını gecikmeksizin, harfiyen uygulayın. Hükümete ve lüzumsuz proje yanlısı herkese; İzmir’i mahvedecek bu projeyi bir daha gündeme getirmemek üzere çöpe atma, tüm İzmirlilere de karara sahip çıkma çağrısında bulunuyoruz.”
Erol’un ardından söz alan Avukat Arif Ali Cangı ve Cem Altıparmak ise, mahkemenin verdiği kararın önemli olduğunu, ancak İzmirlilerin rant projelerine karşı bu kararın ve benzer kararın arkasında durmasının daha önemli olduğunu ifade ettiler.