KANAL İSTANBUL’A İZMİR’DEN KİTLESEL İTİRAZ
İtiraz süresi 2 Ocak 2020 tarihinde dolacak olan Kanal İstanbul projesi ÇED raporuna karşı İzmir’de de TMMOB İzmir İKK çağrısıyla itiraz dilekçeleri verildi.
İktidarın “Kanal İstanbul” projesi geniş toplum kesimlerinden tepki görmeye devam ederken, İzmirli yurttaşlar da TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun çağrısıyla itirazlarını yükselttiler. İzmirliler, proje ÇED raporuna karşı itiraz dilekçelerini vermek üzere Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde toplanırken, burada TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın tarafından bir açıklama yapıldı. Yalçın açıklamasında, İstanbul’un içme suyunun %70’ini başka illerden karşılamak zorunda olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan daha yeni “İstanbul susuzluğa doğru yürüyor” dediğini hatırlatarak, “Durum böyleyken mevcut su kaynaklarımızın yok edilmesi söz konusu bile olamaz. Kuzey ormanlarını, meraları, tarım alanlarını, tüm hassas ekosistemleri yok edecek bu proje savunulamaz. Üç aktif fay hattının geçtiği bölgeye nüfus ve yapılaşma baskısı yükleyerek afet riskini artıran bu projeyi kabul etmiyoruz” diye konuştu. Yalçın, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Sosyolojik etkileri çok güçlü olacak, bölgede yerinden edilmelere yol açacak, halkın yaşam kalitesini ve ekonomisini derinden sarsacak, yaşam ve su hakkını elinden alacak bu projenin, Anayasa’nın 56. maddesine aykırı olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
İstanbul Boğazı’nda sağlanamayan geçiş güvenliğinin Kanal İstanbul’da sağlanmasının mümkün olmadığını iddia ediyoruz.
İstanbul’un Kent Anayasası olan ve 2009 tarihinde onaylanan 1/100 000 İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın genel planlama ilkelerine ve esaslarına aykırı olan, planlara sonradan işlenen ve plan ana kararlarıyla çelişen Kanal İstanbul Projesi, İstanbul’un üst ölçekli planında hukuken yer alması mümkün olmayan bir projedir ve bu özelliğiyle yok hükmündedir diyoruz.
1600 sayfalık ÇED Raporu okunup incelendiğinde, bunun çevresel etkileri değerlendiren bir rapor olmadığı, bir tür proje tanıtım raporu olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak;
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak, Kanal İstanbul projesinin gerçekleştirilmesi halinde sadece İstanbul’u ilgilendiren bir kent suçu olmayacağını, denizlerimize, su havzalarımıza, tarım, mera, orman alanlarımıza, hassas koruma alanlarımıza, arkeolojik alanlarımıza, doğal ve kentsel sit alanlarımıza, su ve yaşam hakkımıza müdahale eden ve telafisi imkânsız tahribatlar yaratmasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor, projeyi reddediyoruz ve tüm ilgili kurum ve kuruluşları sorumlu davranmaya davet ediyoruz.”
Açıklamanın ardından yaklaşık 700 dilekçe yurttaşlar tarafından Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü’ne teslim edildi.