ÖLÜM GEMİSİNİ DURDURACAĞIZ

”ÖLÜM GEMİSİNİ DURDURACAĞIZ!

TMMOB’un da aralarında olduğu çok sayıda emek-meslek ve demokratik kitle Aliağa’da sökülmek üzere yola çıkan Sao Paulo isimli geminin sökümüne bakanlıkça izin verilmesi kararının iptali talebiyle dava açıldı.

TMMOB ile birlikte İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, Türkiye Barolar Birliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, EGEÇEP Derneği ve bir grup yurttaş tarafından, izmir Bölge Adliye Mahkemesi’nde Brezilya’ya ait Sao Paulo gemisinin Aliağa’da sökümü işleminde yürütmenin durdurulması talebiyle dava açıldı.

Dava ile ilgili 24 Ağustos 2022 günü İzmir Bölge Mahkemesi önünde gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasına TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Nursel Şahin, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı (DISK) Arzu Çerkezoğlu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Başkanı Şükran Kablan Yeşil, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Erinç Sağkan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda İzmir Gemi Koordinasyonu, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve yurttaşlar katıldı.

 

Açıklamada TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz şöyle konuştu:

”ÖLÜM GEMİSİNİ DURDURACAĞIZ!

Değerli arkadaşlar,

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu adına hepinizi dostlukla selamlıyorum.

TMMOB olarak bizler yıllardan beri bilimsel ve teknik aklın, insan ve doğa yararına kullanılması için mücadele veriyoruz.

İnsan hayatını ve ekolojiyi tehdit eden her projeye, her uygulamaya, her yönetmeliğe karşı davalar açıyor, kampanyalar yürütüyoruz.

Bugün yine bir çevre felaketine engel olmak, insan sağlığını ve doğayı tehlikeye atan bir tehdidi durdurmak için mahkeme kapısındayız.

Hakkında, “nükleer denemelerde kullanıldığı için yüksek miktarda radyoaktivite barındırdığı”, “600 tonu asbest olmak üzere 1500 ton tehlikeli atık içerdiği” yönünde ciddi iddialar ve belgeler bulunan Nae Sao Paulo savaş gemisinin ülkemize getirilmesini engellemek için bir aradayız.

Söz konusu tehlikeli atıkların, havamızı, suyumuzu, doğamızı kirletmemesi, insanlarımızın sağlığını yok etmemesi için bir aradayız.

Bildiğiniz İzmir halkı, odalarımız ve çevre örgütleri haftalardır bu geminin taşıdığı tehlikelere dikkat çekmeye çalışıyor.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı firma bilgilerine dayanarak yaptığı açıklamada, asbest miktarının 600 ton değil 10 ton civarında olduğunu, uluslararası ve ulusal mevzuata göre sürecin titizlikle takip edildiğini, gemide asbest ve diğer atıklara ilişkin  inceleme ve raporların bulunduğunu, ülkeye geldiğinde de uzmanlar tarafından gemide gerekli inceleme yapılacağını  ve ardından söküme izin verileceğini, aksi taktirde geminin geri gönderileceğini söylemekle yetiniyor.

Şirketin verdiği bilgi ve belgeler gerçeği yansıtmamaktadır.

Geçmişte de böyle yanlış belgelere dayanarak söküm işlemleri gerçekleştirilmiş, yapılan incelemeler sonucunda gerçek ortaya çıkmıştır.

Onlara güvenmiyoruz. Bu açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır.

Gerçek olan tek şey, Sau Paulo gemisinin içerdiği tehlikeli atıklar nedeniyle bir ölüm gemisi olduğudur.

Sevgili Arkadaşlar, 

Geminin taşıdığı tehdit nedeniyle Brezilya Limanlarından ayrılmasını engelleyen mahkeme kararına rağmen gemi şu anda uluslararası sularda ülkemize doğru gelmektedir.

Bilinmelidir ki, mahkeme kararları beklenmeden, firma beyanlarına dayanarak başlanacak söküm işlemi, geri döndürülemez zararlara yol açacak, mahkeme kararını kadük bırakacaktır.

Otopan Gemisinin, 2015 yılında KUİTO adlı tankerin ve 2016 yılında ETHANE adlı tankerinin sökümü sürecinde yaşananlar bunun en somut örneğidir.

Bu örneklerde açılan davalara ve alınan yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen söküm işlemleri gerçekleşmiştir.

Söküm sonrasında da bu gemilerden çıkan atıkların türü ve miktarı, nasıl bertaraf edildiği, radyoaktivite içerip içermediği, sökülen parçaların nereye gönderildiği yönünde hiçbir bilgi, belge ve rapor kamuoyuyla paylaşılmamıştır.

Yalnızca örnek verdiklerim değil, Aliağa Gemi Söküm Tesislerinde 1974 yılından beri sökülen gemilerden çıkarılan her türden tehlikeli zararlı kimyasal sınıfından olan bileşenlerin miktarı, nerede ve nasıl bertaraf edildiğine dair bilgi ve belge bulunmamaktadır.

Gemi söküm sektörüne ait bilgiler adeta “merdiven altı işletmeciliği” gibi kamuoyundan saklanmaktadır.

Çevre ve halk sağlığı ve iş sağlığı ve güvenliği konusunda sektörün karnesi kötüdür.

Yönetim ve denetim mekanizmalarındaki eksiklikler nedeniyle, işçilerin güvenliği ve bölge halkının sağlığına yönelik olumsuzluklar geri dönülemez boyutlara ulaşmıştır.

Değerli Arkadaşlar,

İnsan sağlığının bu kadar değersiz görülmesinden bıktık.

Bu güzel coğrafyamızın dünyanın çöplüğü olarak görülmesinden bıktık.

Türkiye’nin dünyanın çöplüğü, endüstriyel atık merkezi haline getirilmesine izin vermeyeceğiz.

Gemi sahipleri zengin olsun diye, söküm şirketleri zengin olsun diye doğamızın ve yaşam çevremizin zehirlenmesine, tersane çalışanlarının ve yöre halkının kanser tehdidiyle yüz yüze bırakılmasına izin vermeyeceğiz

Bakanlık şirketin hazırlattığı gerçek dışı raporlara değil, bilim insanlarının sesine kulak vermelidir. Bakanlık açgözlü şirketlere değil, İzmir halkının sözüne kulak vermelidir.

Adli makamlar göz göre göre yaklaşan bu çevre ve insanlık felaketini engellemelidir.

O gemi derhal durdurulmalı, içindeki tehlikeli atıklar gerekli bilimsel ve çevresel önlemler alınarak, gemi nerede yapıldıysa orada bertaraf edilmelidir.

Tüm halkımızı bu önemli mücadeleye destek olmaya, mahkemelerimizi insan sağlığı ve çevre konusunda sorumlu davranmaya çağırıyorum.”